|
|
Milliyetçi cephe
Türkiye'de siyaset anlayışı "en milliyetçilik" yarışına dönüşüyor. Önümüzdeki seçim AB ekseni üzerinden milliyetçilik olacak, diyebiliriz. CHP lideri Baykal'ın dün Milliyet gazetesinde yayınlanan demeci, yeni bir milliyetçi cephenin doğuşunun işaretiydi adeta. Baykal, Fikret Bila'ya yaptığı açıklamalarda Devlet Bahçeli'nin çizgisine övgü yağdırırken MHP liderinin tutumunu ulusalcılar açısından sevindirici bulduğunun altını çiziyordu. Türkiye tuhaf bir şekilde ekonomide rekabete, yabancı sermayeye açılırken siyasette içe kapanık bir çizgide ilerliyor. Bölgemizdeki gelişmeler ve AB'nin yanlış tutumu da açıkçası bu tavrın güçlenmesine katkıda bulunuyor. Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurulması, AB'nin Türkiye'yi dışlayıcı bir tutum içine girmesi halkın "herkes bize düşman" inancını güçlendiriyor. Bu gelişim demokrasiyi, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü bir kenara atıp ulusalcı damardan siyaset yapıp Türkiye'yi içine kapatmak isteyenlere elveriyor. Orhan Pamuk'a, Elif Şafak'a karşı olanlar bir araya geliyor. Adı sosyal demokrat bir parti hafızasını kaybediyor ve Altı Ok'un milliyetçiliğine sarılıyor. Toplumun laik-anti laik çatışmasına sürüklenmesi yetmiyor, milliyetçiler ve milliyetçi olmayanlar ayrımı körükleniyor. Toplumun bölünme korkusu üzerinden siyaset güç kazanıyor. Korkuyu beslemek düşman gerektirir. Nasıl Bush İslamcı terör silahına sarılıyorsa, milliyetçiler de "vatanın birliğine düşman unsurlar" silahına sarılıyor. Ali Bayramoğlu'nun dün Yeni Şafak'ta altını çizdiği gibi, bu tavır siyaseti dışlıyor: "İhanet suçlamalarıyla, milli devlet ve milliyetçilik gibi öneri ve çözüm anlamında siyasileşmesi imkansız kategorilerle bu ateş körükleniyor." Baykal'ın büyük övgü düzdüğü bu anlayışa göre, üniter yapının, milletin değerlerinin, tarihin sahibi milliyetçi kesim oluyor. Bu alanlarda doğru ve yanlışları onların çizdiği hatlar belirliyor. Bu hattın dışına çıkanlar doğrudan vatan haini ilan ediliyor. Çağdaş bir ulusalcılık çerçevesinde, farklı kimliklerin varlığı dışlanıyor, gerilim tırmandırılıyor. Bir yandan da "ısmarlama" kamuoyu araştırmalarıyla bu cephenin ocağına malzeme taşınıyor. Sonuçta, Türkiye'yi tehlikeli bir ikiliğe sokacak riskli bir yol haritası çiziliyor. Çünkü milliyetçi cephe, kucaklayıcı değil dışlayıcı bir tavır sergiliyor.
|