|
|
2.5 Milyar YTL'lik Sorgulama
Genel seçimlerle kritik yapısal reform gereğinin aynı yıla rastlaması Türkiye ekonomisinin en büyük handikabı haline geldi. Özellikle iş piyasasına ilişkin düzenlemeler temel sıkıntı kaynağı. Örneğin, Kıdem Tazminatı Fonu kurulması, hastanelerin özerkleştirilmesi, istihdam üzerindeki yüklerin azaltılması gibi. Nitekim geçtiğimiz hafta Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu'nun başkanlığında yapılan "Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele" toplantısında daha çok kamuoyunun bilinçlendirilmesine ilişkin önerilerin ön plana çıkması da bu yüzden. Çünkü OECD'nin önerdiği gibi "kıdem tazminatının kaldırılması, İşsizlik Sigortası'na ağırlık verilmesi, bölgesel asgari ücrete geçilmesi, esnek çalışma modellerinin kurulması" önümüzdeki yıl imkansız. Yine OECD'nin bir önerisi var ki gerçekten dikkate değer: "Döner sermayeler anonim şirkete dönüştürülmeli." Çalışma Bakanı da döner sermayeler üzerinden doktorlara ve diğer sağlık personeline ödenen 2.5 milyar YTL'nin sorgulanması görüşünde. Yani verimlilik analizi yapılması kaçınılmaz. Ayrıca çalışma hayatına radikal müdahalelerin enflasyonla ilgisi de açık. Öyle ki OECD'nin son Türkiye Raporu'nda deniliyor ki, "Enflasyonun düşürülmesinde, döviz kurunun değerlenmesi önemli bir rol oynadı. Buna karşın, ticaret konusu olmayan mallarda fiyat artışları yıllık yüzde 1214 civarında kaldı. Bu durum, rekabetin önündeki engellerden ve işgücü piyasasındaki yapısal zorluklardan kaynaklandı. Bu faktörler, fiyatları yapay olarak yüksek tutuyor, enflasyonla mücadele hızını yavaşlatıyor!" OECD'nin, "Ekonomide kırılganlık devam ediyor. Büyük ve genişleyen cari açık risk yaratıyor. Piyasadaki belirsizlik Türkiye içinde belirmeye başlayan bazı politik gerginliklere ilişkin endişelerden doğuyor" dediğini de anımsatalım.
|