|
|
|
|
|
|
|
|
|
Baykal: Millet Erdoğan'ı cumhurbaşkanı olarak görmek istemiyor
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, milletin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ''cumhurbaşkanı olarak görmek istemediğini'' söyledi.
Deniz Baykal, parti genel merkezinde güreşçileri kabulünden sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, 5. yılına girmiş bir parlamentoyla cumhurbaşkanı seçimine gidilmesinin yanlış olduğunu savundu. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü:
''Başbakan, başbakan olmadan önce daha denenmeye yönelik girdiği seçimde bile yüzde 34 oranında oy almıştı. Bugün seçime gidilse o oyu alması kesinlikle mümkün değildir. Alamayacağı çok açıktır. AKP'ye en yakın kamuoyu kuruşlarının bile o oy oranına çıkmaları mümkün değildir. Cumhurbaşkanı olarak onu oraya uygun görecek vatandaş sayısı seçimde alınan oy sayısının altındadır. Yani sayın Başbakan, cumhurbaşkanı adayı olarak toplumun hiçbir şekilde desteklemediği bir siyasi konumdadır. Bunu AKP'ye yakın bir kamuoyu araştırma kuruluşu bile inkar edememiştir.''
Başbakanın
halk desteğinden yoksun olduğunun bilindiğini ve 2002 yılındaki halk desteği ile bugünkü destek arasındaki farkı bildikleri için seçim yapmadan cumhurbaşkanı seçimini yapmak istediklerini öne süren Baykal, ''Eğer seçim yapsalar ve 2002'den daha yüksek bir oy oranıyla gelecekleri konusunda umutları olsaydı hiç kuşku yok milletvekili seçimi yapılırdı'' dedi.
Baykal, daha sonra şunları kaydetti:''Genel seçime gidilirse daha az oy alacaklar. Cumhurbaşkanını kim seçecek? Parlamento. Hangi parlamento? 5. yılına girmiş bir parlamento. Bugüne kadar hiçbir cumhurbaşkanı, 5. yılına girmiş bir parlamento tarafından seçilmemiştir. Süresini tamamlamış, halk desteğini kaybetmiş, dengesinin değişeceği tartışmasız bir parlamento giderayak, bir oldu bittiyle cumhurbaşkanı seçecektir. Üstelik bizim Anayasımızda 3'te 2 ile olma gereği başlangınçta bir ilke olarak yer almıştır. 12 Eylül sonrası bir tepki maddesi olarak bu madde salt çoğunluk olarak düzenlenmiştir ve hatalıdır. Bu düzenlemeyle 5. yılına girmiş ve halk desteği olmayan bir parlamento cumhurbaşkanı seçecektir.
Üstelik bu seçim, başbakanın devlet kurum ve kurullarıyla uyum ve işbirliği içinde, onlarla birlikte çalışan, el ele veren, onlarla işbirliği içinde olmadığı ortaya çıktıktan sonra yapılacaktır. Yani yargının hemen hemen bütün kurumlarıyla çatışması olan, siyasetin kurumlarıyla, anayasayla çatışması olan kişi cumhurbaşkanlığına gelecektir. Halbuki cumhurbaşkanlığı anayasayı değiştirmenin değil, işletmenin yeridir. Anayasanın özüne inanmıyor, laiklik ilkesine inanmıyor, Anayasanın değiştirilmez maddelerini bile değiştirilebilir hale gelmesini resmen talep edebiliyor. Bunun altında yatan anlayış da bellidir.Eğer gerçekten de halkın desteğine sahip olduğuna inanıyorsa seçime gitsin. Seçimden çıkacak sonuca göre cumhurbaşkanı seçimini hep birlikte yapalım.''
KISIR BİR YAKLAŞIM
Baykal, bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''laikle ilgili tartışmalar boş ve karın doyurmuyor'' şeklindeki sözlerini hatırlatması üzerine, ''Başbakan'ın bu değerlendirmesi çok kısır bir yaklaşımı yansıtıyor'' dedi.
Her sözün aslında ''karın doyurmuyor'' diyerek kenara itilebileceğini kaydeden Baykal, şöyle konuştu:
''En kutsal sözler de karın doyurmaz, hiçbir siyaset sözü de doyurmaz. Adalet de karın doyurmaz ancak bu adaletin önemsiz olduğunu göstermez. Bu sözden beklenecek şey karın doyurmak değildir. Karın doyurmak işin esasıdır ama işin esasına cevap veremeyenlerin bu karın doyurmuyor diye karın doyurması beklenemeyecek kavramlara yönelik laf söylemeleri kısırlıktır, meseleyi kavrayamamaktır. Kimse laiklikten karın doyurmasını beklemiyor. Herkes laiklikten Türkiye'yi barış içinde kardeşçe ve ilerlemeye gelişmeyle imkan verecek şekilde düzen kuracak şekilde katkı vermesini bekliyor ve laiklik bu katkıyı da verdi.''
Baykal, ''Laiklik sayesinde kadınlar karnını doyuruyor. Çünkü gidip özgürce çalışabiliyorlar. Başbakan laiklikle ilgili bir şeyler söylemek istiyorsa işin özüne girsin kenarından dolaşmasın'' dedi.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|