|
|
Didem pırıl pırıl parlarken...
Bana göre İbrahim Tatlıses'in şu tatsız dünyamıza kattığı en büyük lezzet, ne lahmacunu ne de mangal başında dürüme sardığı patlıcanlı kebapları... Tatlıses, oryantal Didem'i bulup, çıkartarak, eğlence dünyasına en büyük çeşniyi kattı. Didem'i iki hafta önce ağzım bir karış açık izledim. Bir Hint dansı yaptı ki, izlemeyenler çok şey kaçırdı. Bu hafta özgün müzikler eşliğinde yaptığı gösteri de muhteşemdi. Piyasada pek çok oryantal sanatçısı var. Ama kendisini her hafta bu kadar hızla değiştiren, yenileyen, geliştiren yok. Didem belli ki İbo Show'daki gösterilerine bir müzikal tiyatro direktörünün titizliğinde hazırlanıyor. Müzikler özel, figürler özgün, koreografi yenilikçi, kostümler yaratıcı. E, daha ne olsun? Bence Didem zaman zaman atv'nin Oryantal Star yarışmasına da katılmalı. Genç oryantal adaylarına "örnek" teşkil etmek için. Ama ne mümkün? Sevgili İbrahim Tatlıses izin vermez ki!.. Hazır söz açılmışken, bu konudaki şikayetimi de ileteyim: Tamam, bundan önceki oryantaller çeneleriyle İbo'nun başına çorap örmüş olabilirler. Tatlıses bu nedenle yoğurdu üfleyerek yemeyi tercih ediyor olabilir. Ama gencecik bir kıza "Konuşma yasağı uygulamak" da neyin nesi? İbo bu kararını iyi niyetle, yani genç Didem'i korumak, sakınmak için almış olabilir. Ama uygulamada direkt insan haklarını ihlal eden bir sakillik yok mu? Bu kız bu kadarcık "güveni" bile hak etmiyor mu? Tatlıses'in istiridye içinde bulduğu inciyi cam fanusta saklama kaygısını anlayabiliyorum. Ama sadece inciler hava almadan yaşayabilir. Peki ya Didem?
|