|
|
Gördünüz mü Bizans oyununu?
Survivor'ı izlerken bir kez daha anladım ki, bize düşman filan gerekmez. Biz kendi kendimizi yok etmekte en mahir milletiz!.. Yunan takımı Bizans oyunu çevirmekte pek usta. Ama biz de oyuna gelmekte pek arzuluyuz. Anladığım kadarıyla güzel Nadya'yı "Truva Atı" olarak bizim kalenin içine sürdüler. Aşktan gözü dönen Selim en yakın dostlarını bile unuttu. Selim'in bütün gününü Nadya ile geçirmesi Türk takımını da böldü. Yediye dörtlük sayısal üstünlük bir anda dezavantaja dönüştü. Çünkü tarihte bizi her zaman güçsüz bırakan "hizipçi ruhumuz" depreşti. Arzu iki grubun ortasında çapraz ateşte kalınca demoralize oldu. Kızlar erkeklere, erkekler kızlara güvenmez hale geldi. Takım ruhu, tuz ruhu gibi havaya karıştı. Bu arada Nadya, Selim'i kullanarak, Türk takımında olup bitenleri arkadaşlarına yetiştirdi. Bizim erkekler Yunan takımının erkeklerini "kafa kola aldıklarını" sandılar. Hatta Pantelis, Teymuralp'e "Senin bu adadan gitmeni istemiyorum. Çünkü finalde karşıma bir erkek çıksın istiyorum" bile dedi. Ama tüm Yunan ekibi, konseyde gitmesi için Türk ekibinin en güçlü elemanı Teymuralp'in adını yazdı. Finalde erkek isteyen Pantelis bu kararının ardından son yarışmaya etekle çıkar mı bilmem ama bildiğim bir şey var ki, mert düşman, sinsi dosttan daha az zarar verir!..
|