|
|
Kulağıma pıhtı indi
Günlerim çok sakin geçiyor. Bir süredir, yaşadığımı sadece bir yerim acıdığında fark ediyorum. Galiba acı bağımlısıyım. Bu acının da aşk acısı kılığında gelenini seviyorum. Bu kıvamlı karışımda boğulmak kadar sevdiğim bir şey yok. Günlerim bir de; ne yazacağımı düşünerek hayatı izlemekle geçiyor. Televizyon izler gibi izliyorum, çaktırmadan notlar da alıyorum. Ama şakacı hayat, hep son dakikada dalgasını geçiyor ve yazmayı planladığım hikayeden kopup, başka satırlarda buluyorum kendimi. Mükemmel bir pazar günü geçirdim. Akşamüstü 6 gibi telefon çaldı. O an anlamadım ama aslında acı acı çalmış. Haber kötüydü. Günün geri kalan bölümünde Ali Hakan'ı (Sinema eleştirmeni, mantıklı insan, yumuşacık dost, can!) Florance Nightingale'de nöroloji yoğun bakımda beyninde bir pıhtı ile ziyaret etmek gibi bir planım yoktu. Tanrı planlardan nefret ediyor. Doktoru ile konuşurken 'beynindeki pıhtı hareket ve konuşma merkezinde' cümlesinden sonra sanırım benim de iki kulağıma birden pıhtı yürüdü. Cümlelerin gerisini duyamaz oldum. Zaten Ali'nin de bu lafları canı duymak istemiyordu. Espriler yapıyor, elimizi tutuyor ve anladığım kadarıyla hayatı da saçlarından yakalamaya çalışıyordu. Zaten Ali'nin saçı yok ki, ölüm onu saçından çekip götüremez!
Yarın artık bugündür Ali, kalp krizi geçirdikten tam 18 saat sonra bulunmuş. İnsan ister istemez kendisi ile parallelikler kuruyor. Ya benim cesedimi köpekler bulursa! Ya o kadar şanslı değilsem. Ya yarın yoksa aslında. Ve 'şu an' az önce yaşanıp geçmiş olduysa. O zaman otuzunu geçmiş insanlar olarak işi gücü bırakıp eğlenceye mi zaman ayırmalıyız? Yoksa her şeye kapıları kapatıp zamanımızı ibadetle geçirmeli ve hiç değilse Sırat Köprüsü'nden kimseden yardım almadan geçmenin çabasını mı vermeliyiz. Evet, kafam iyice karıştı. Bir pıhtı, bir anda sahip olduğunuzu sandığınız her şeyi elinizden alıp, ertelediğiniz şeyleri sonsuza kadar ertelemenizi sağlıyor. Sonra o pıhtı, az önce aldığınız nefesin hiçbir şeyden daha değerli olmadığını, trafikte kavga ederken, otomobilin taksidini ödemek için ekstra işlerde çalışırken, sırf kırılmasınlar diye aslında hoşlanmadığınız insanlarla geçirilen zamanların aslında ne kadar değerli olduğunu fısıldıyor kulaklarınıza. İnsanın bazen kulaklarına pıhtı inmesi gerekiyor, halatı gerçekten duyabilmesi için!
|