|
|
Tabandan korkmak
AK Parti, sıkı denetim ve baskı altında gerçekleştirilen il kongrelerinin ardından Büyük Kongresi'ni tamamladı. Tek tek büyük kongre delegelerini bile belirleyen, sözüne direnme belirtisi gösterenleri aday bile yapmayan merkez yönetimi görülüyor ki, bu önlemlerle de yetinmedi. Genel başkanlık adaylığı için delegelerin yüzde 20'sinin imzası koşuluyla yetinilmedi, grup kararına uymayan milletvekillerinin geçici ihraçla cezalandırılması da kabul edildi. Özetle, AK Parti CHP'lileşti. Bu kongreden sonra merkez parti olma iddiasını daha yüksek biçimde seslendirebilir çünkü tabanı zapturapta alan, kendi parti üyelerinin seçim tarzına güvenmeyen bir yaklaşım merkez partilerine yakışır. İktidarın özelliği bu. İktidarı ele geçiren, onu elden çıkarmasına yol açacak gelişmelerin önünü baştan kesmeye eğilimli oluyor. Bunu da demokrasi kılıfı altında yapabiliyor. AK Parti, kabul edilen bu kararlardan sonra katı disiplinli bir parti haline gelmiştir. Halkın oyuyla seçilip gelmiş, seçmenin "Bu adam aklı başında. Beni Meclis'te iyi temsil eder" diye düşündüğü insanların özgür iradesine sınır getirilmiştir. Bu parti içi 301'inci maddedir. Türklüğe hakaretin yerini lider kadrosuna karşı koyma suçu almıştır. Cezası da iktidar ve nimetlerinden uzaklaştırılmak olarak seçilmiştir. Seçime bir yıl kala hiçbir milletvekili bu kadar güçlü lider kadrosuyla ters düşmeyi kolay kolay göze alamayacaktır. AB diye yola çıkanların Ankara kriterlerinden ne anladığı da bu kararla iyice netleşti. Onlar muhalefetsiz, dediğim dedik, çaldığım düdük tarzının egemen olduğu bir yönetim biçimi istiyor. Serbest iradeye saygı duyduklarını söylüyorlar ama o iradenin temsilcilerinin sözlerinden çıkmasını kabul etmiyorlar. Parti disiplini ile kurşun askerliği karıştırıyorlar. Böyle bir demokrasi anlayışının hakim olduğu coğrafyada AB'nin istediği her türlü reformu yapın... Hiçbirini yaşama geçirme, içselleştirme şansı bulamazsınız. İlerleme Raporu'nun birçok maddesinde vurgulandığı gibi, değişiklikler kağıt üzerinde kalır. Kürtlere kötü muamele devam eder, Aleviler cemevi açamaz, Yargıtay'ınız eli silahlı polislerin gösterilerini demokratik hak kullanımı kabul eder. Her şeyin birbirini bozup zayıflattığı bir döneme giriyoruz. Demokratik gelişimin önünü tıkayanlar, muhafazakar demokratlığın sadece muhafazakarlık kısmına güvenerek yola devam edecek görünüyor. Bunun onlara ne hayırlar getireceğini hep birlikte göreceğiz.
|