
İki veda...
Başkent dün iki vedayı yaşadı... Birinin son mitingiydi... Diğerinin ise muhtemeldir ki son kongresi... İlkinden; eski Başbakan Bülent Ecevit'in cenazesinden başlarsak... Geçmişte ona oy vermemiş, karşısında durmuş, hapse attırmış, mücadele etmiş veya yanından hiç ayrılmamış olanlar, O'nun son mitingindeydi... Her ne kadar adı "Devlet töreni" olsa da aslında halk mitingiyle uğurlandı. "Halkçı Ecevit" sloganı, dün cenazenin geçtiği her adımda yeniden canlandı. Tüm olumsuzluklara, organizasyon karmaşasına, hatta engellemelere karşın, on binler O'nu mezarının başına kadar yalnız bırakmadı. Bir de; o kadar yolu cenaze aracına yapışıp yürüyerek tamamlayan, "Ondan başka, en yakınım, yine Rahşan'dır" dediği eşi Rahşan Ecevit... Cenaze töreni sona erdiğinde ardından söylenecek tek cümle var: Bedeni yaşama veda ederken, halkın gönlünde yeniden canlandı.
"Şimdi ayrılık vakti..." Ecevit, hak yoluna uğurlanırken, başkentin bir diğer köşesinde bir başka muhtemel veda töreninin provası yapılıyordu. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 2'nci Olağan Kongresi'nde, salondaki pankartlardan, atılan sloganlara, hatta partinin yeni şarkısına kadar her adım vedanın izleriyle doluydu. Kendisi her ne kadar "Cumhurbaşkanlığı seçimine daha çok var, üzerinde konuşmak için erken" dese de Kongre'deki görüntü Genel Başkan Tayyip Erdoğan için Çankaya'ya gönderme töreni gibiydi. Örneğin partinin yeni şarkısının ilk dizesi: "Şimdi ayrılık vakti..." Salonu çevrelemiş pankartlarda yazılanlar da "tek adam Erdoğan" üzerine odaklı... Atılan sloganlar da benzer. Parti kimliğini öne çıkaran herhangi bir slogan yoktu, sadece Erdoğan vardı. Bu AK Parti'nin partileşme sürecini henüz tamamlamadığı şeklinde yorumlanabilir. Ancak, salondaki görüntü onun ötesinde bir durumdu.
Meclis'te üçlü buluşma Salondaki görüntü böyle iken, Meclis'te yaşanan gelişme de bunu teyit ediyordu. Ecevit'i Kocatepe'deki cenaze namazından uğurladıktan sonra Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le birlikte Meclis'e geçti. Meclis'teki Başbakanlık makamında bir saati aşkın süre baş başa kaldı. Başbakanlık makamındaki ikili buluşmaya, son anda sürpriz bir isim daha eklendi; TBMM Başkanı Bülent Arınç. "Ziyaretinizin nedeni..." dediğimizde yanıtı şöyle oldu: "Eski arkadaşım. Kongreye gidecek, bir hayırlı olsun demeye, başarılar dilemeye geldim..." "Kongrede oylamaya sunulacak parti yönetim listesine de bakacak mısınız?" soruma Arınç'ın yanıtı kısa oldu: "Bu saate liste mi kalır..." Meclis'ten ayrılırken, aynı soruyu Erdoğan'a da yönelttim. Önce gülümsedi, parti yönetim listesine 25-30 yaş arasında olan iki isim koyduğunu söyleyip ekledi: "Diğer partilere de örnek olsun istedik..." Erdoğan ve Gül, Kongre salonuna birlikte hareket etti. Ancak vardıklarında, içeri önce Gül, Genel Başkan edasıyla tanıtılıp, sloganlar atılarak girdi. Bir süre sonra da Erdoğan, salona "Şimdi ayrılık vakti" diye başlayan şarkı eşliğinde eşi ile birlikte girdi. Ancak, bu sırada AK Parti'nin ilk kongresinde yaşanmayan, diğer parti kongrelerinde de görülmeyen bir gelişme yaşandı. Erdoğan ve Gül, salona girince parti kurucuları ile birlikte uzun bir masaya oturtuldu. Eşleri ise tam karşılarına, onlardan ayrı bir bölümde yan yana sıralandı. Cenaze arabasının ardında Rahşan Ecevit'i bırakıp geldiğimiz AK Parti Kongresi'nde karşılaştığımız tablo böyleydi. Özetle, parti içi muhalefeti olmadığından olsa gerek, çekişme, heyecan ve coşkunun yükselemediği veda kongresi görünümündeydi.
|