|
 |
 |
 |
|
 |
 |

  |
|
'Sözümüzü tutmadık'
Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borell AB'nin Kıbrıs Türklerine uygulanan izolasyonların kaldırılması sözünü tutmadığını itiraf etti. "Ancak Türkiye bu haliyle birliğe giremez" dedi.
Avrupa Birliği'nin 8 Kasım'da açıkladığı ve özellikle Kıbrıs Rum kesimine limanların açılmamasıyla ilgili eleştirilerle dolu İlerleme Raporu dış basında "Türkiye ile AB'nin yolları ayrılıyor mu?" yorumlarına yol açtı. Önceki gün İtalya'ya resmi ziyarette bulunan Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borell Türkiye-AB ilişkilerinin bundan sonraki rotası ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Rapora damgasını vuran Kıbrıs sorunuyla ilgili yaptığı açıklamada önemli bir itirafta da bulundu: Ada'nın kuzeyine yönelik izolasyonların kaldırılmasıyla ilgili verdiğimiz sözü tutmadık... Borell kişisel görüşlerini yansıttığının altını çizerek şunları söyledi:
*
Biz verdiğimiz bütün sözleri yerine getirmedik. Elbette Türkiye'nin de Ankara Protokolü'nden doğan yükümlülükleri var. Kıbrıs sadece bir Kıbrıs problemi değil, aynı zamanda Avrupa Birliği'nin de bir problemi haline gelmiştir. Son dönemde Finlandiya'nın ortaya attığı çözüm önerisi için taraflardan esneklik bekleniyor.
ÜYELİK 20 YIL SONRA * AB içerisindeki Türkiye tartışmalarına açıklık getirirken iki nokta önemli. Birincisi Türkiye'nin anlaşmazlık durumlarında içinde bulunduğu psikolojik durumdan üyeliğin ancak 20 yıl sonra gerçekleşeceğini anlamasıyla kurtulacağı konusu. Diğeri ise yapılan tartışmaların Türkiye'nin birliğe adaylığı ile değil üyeliği ile ilgili olduğunun netleştirilmesi...
* Türkiye zaten müzakerelerin başlamasıyla AB'ye aday bir ülke haline geldi. Üyelik tartışmaları ile alığın ayrımının iyi yapılması gerekir. Türkiye'nin bugünkü haliyle Avrupa Birliği'ne girmesi mümkün değil. Bunu ne Avrupa ne de Türkiye hazmedebilir.
* Türkiye'nin önündeki tek seçenek AB değil. Jeopolitik çözümler de var. Türkiye kendisine Orta Asya'da jeostratejik bir etki alanı yaratabilir.
* Enerji kaynaklarının büyük bölümünün Türkiye üzerinden AB'ye ulaşacak olması bizim için çok önemli. Türkiye'nin rotasını değiştirmesi bu anlamda korkuya yol açar. Elbette bu bizi endişelendiriyor. Ben şahsen bunu istemem..
* Türk iş dünyası patronları sadece Avrupa'ya dönük çalışmaması gerekir. Avrupa perspektifi Türkiye açısından önemli. Ancak zihniyetin de değişmesi gerekir. Konumu açısından Türkiye Ortadoğu'yu da değerlendirmeli...
BAŞBAKANA 'KÜRT' ELEŞTİRİSİ * Başbakan Recep Tayyip Erdoğan birkaç yıl önce bir araya geldiğimiz bir toplantıda Kürtlerden bahsettiğimde bana 'Türkiye'de Kürt yok. Siz belki Iraklı Kürtlerden bahsediyorsunuz' demişti. Türkiye'de Kürtlerle ilgili problem bence yok sayılıyor. Problemin varlığını kabul etmeniz lazım. Bir defasında Türkiye'ye gitmeye niyetlendiğimde 'Ben Kürdistan'a gitmek istiyorum' demiştim. Bana o kelimeyi kullanma dediler. Güneydoğu mu demeliydim, bilmiyorum....
Yasemin TAŞKIN / ROMA
|
|
|
|
 erdal koçak 12.11.2006 16:05:12 Bu avrupalıların kaprisleri usandırdı artık hem kel hem fodullar bizde avrupa birliği adındaki mezbeleliğe katılmaya çok meraklı değiliz
 Hüseyin Altug 12.11.2006 07:49:54 Var olan Güneydoguyla,Olmayan Kürdistani ayirt edemiyen bu avrupalilarla bizim ne gibi bir birlikteligimiz olabilir Allah askina Ulus devlet kalalim en iyisi.
|
|
 |
|
 |
|