Kuruluşların düşündükleri...
Başkentte yabancı "düşünce kuruluşlarının" ilgisi geçen yıllara göre oldukça yüksek... Neredeyse hemen her gün bir düşünce kuruluşu veya kurumu katılımlı toplantı gerçekleşiyor. Toplantılardaki konuşmalar, verilen mesajlar, üç noktaya odaklı. Dış politikada; ABD-İran-Irak, AB ve Kafkaslar... İçerde ise AK Parti ve MHP kongreleri, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri, bir de terör...
Avrupa-ABD farkı Hem iç, hem de dış konulara, ABD ve AB ülkelerinin bakış açısı birbirinden farklı. Örneğin İran... İran'ın nükleer silaha sahip olması konusunda Avrupalı "düşünce kuruluşları" ABD'liler kadar kaygılı değil. "Ne olacak İran'ın da nükleer silahı olsun" rahatlığı içindeler. Gerekçeleri de ilginç; "İran bugüne kadar komşularına karşı bir sınır tehdidi içinde olmadı ki..." Hatta bölgeye "irrasyonel (akıl dışı) yapıyı, ABD ve İsrail yayıyor" görüşündeler. ABD'li düşünce kuruluşlarının bakışı ise onların uzağında; İran sadece bölge için değil, dünya için bir tehlike... Dolayısıyla hizaya getirilmesi için; "Başkan Bush, ABD'de gelecek hafta yapılacak seçimlerden ne sonuç çıkarsa çıksın, İran'a müdahaleden kaçınmayacak..." İki kıtanın Irak'a bakışı da birbirinden farklı olmakla birlikte uzlaştıkları ortak nokta da yok değil: "ABD Irak'ta çuvalladı. Hatta, varlığı asırlardır hissedilmeyen meşru bir Arap Şii gücü yarattı..." ABD'lilerin görüşü yakın gelecekte Washington Irak'ı terk edecek, Kuzey'deki Kürtler zor durumda kalacak. Kıta Avrupalı düşünce kuruluşlarına göre Irak parçalanacak, bunun sorumlusu da ABD olacak. Ayrıca ABD sadece Ortadoğu'da değil, Kafkaslar'da da "çuvalladı" ; kendisine güvenenleri yarı yolda bıraktı. AB ülkeleri ise ABD gibi "bodoslama" davranmadı; ekonomik güç ve sivil toplum örgütleriyle daha yumuşak girdi ve başı ağrımadı. Kıbrıs konusunda da görüşler farklı. Avrupalılara göre Kıbrıs'ta AB'nin çizdiği yoldan gitmez ise Türkiye'nin müzakere süreci tıkanır, AB'den uzaklaşır. ABD'lilerin görüşü: "Her ne olursa olsun, enerji ve güvenlik boyutu nedeniyle AB Türkiye'den kopamaz. Bugünden yarına olmasa da sorun BM'de çözüme kavuşur..."
İç politika sorgusu Kıbrıs, Türkiye ve KKTC'deki iç politik gelişmeleri de beraberinde sorgulanmasına aracı oluyor. Önce şu tespit yapılıyor: "Ankara'daki hükümetin planı doğrultusunda Kıbrıs'ta çözüm için oluşturulan KKTC'deki iktidar beklenenin uzağına kaydı." Ardından AK Parti'nin gelecek hafta sonu yapılacak büyük kongresi sonrası ne gibi gelişmelerin olabileceği sorgulanıyor. Yani, kongrenin parti içi huzursuzluğa neden olup olmayacağının tespiti yapılmaya çalışılıyor. Bir de AK Parti'den bir hafta sonra yapılacak MHP Büyük Kongresi'nden nasıl bir sonuç çıkacağı... Sorular burada bitmiyor; Cumhurbaşkanlığı ve genel seçime giderken Türkiye'nin hangi psikoloji içinde olacağının öngörüsü yakalanmak isteniyor. Genelkurmay Başkanlığı'nın 9 Kasım akşamı Gazi Orduevi'nde düzenleyeceği basın kokteylinden ne gibi sonuçlar çıkacağı da sorular arasında yer alıyor. Bu çerçevede terör örgütü PKK'nın durumu ve Kuzey Irak'taki Mahmur kampında sayıları 11 bin civarında olan Türklerin yurda dönüp dönemeyeceği merak ediliyor. BM'nin bu konudaki girişimleri anımsatılıyor. Bir de K. Irak'taki gelişmelerin, yakın gelecekte PKK ile Barzani'nin partisi KDP arasında çatışmaya gebe olup olmadığı... Sorulardan yola çıkarsak, gelecek aylara dönük beklentiler içerden göründüğü gibi değil.
|