| |
Daha önceleri neredeydiniz?
Türkiye günlerdir Yimpaş'la yatıyor, Yimpaş'la kalkıyor... Kimi "Yimpaş üzerinden siyaset yapma" peşinde, kimi de "Yimpaş üzerinden hesaplaşma." Oysa Yimpaş olayı bir "sonuç." Yıllardır süregelen "bozuk düzenin" sonucu.
Onlar 45 yıl önce ellerinde bohçalarla, bavullarla Avrupa'ya gittiler. Döviz darboğazlarını "onlar sayesinde" aştık. "Sanayileşme hamlesini" onların gönderdikleri dövizle başardık. Ama karşılığında "onlara" ne verdik? Kimimiz "kazık attı", kimimiz "kazığa seyirci kaldı."
300'e yakın "işçi şirketi" Avrupa'da para topladı. Siyaset sınıfı "halk sektörü işte budur" dedi. Devlet "bu iş için" banka bile kurdu... İşçilere "garantiler" verildi. Ama sonunda işçi şirketleri "battı." Kurulan tesisler "başkalarının eline geçti." Ve bunu da "herkes seyretti."
Bugün Avrupa Türkleri'nin "dörtte birinden fazlası işsiz." Almanya'da "yoksulluk sınırı altındaki nüfusun" yüzde 40'ı Türk. Türkler eskiden Avrupa'da "parası pulu olan" insanlardı. Şimdi "Avrupa' nın garibanları."
"Tabela holdingler" yurtdışındaki Türkler'in "milyarlarca dolarını" aldı. Kimi "intihar etti." Kimi psikolojik bunalımda. Kimi dininden soğudu. Kimi devletinden.
Bugün Yimpaş'ın didik didik edilip, tozunun attırılışı, akla Selahattin Pınar'ın unutulmaz bestesini getiriyor: "Daha önceleri neredeydiniz?"
Siyasetçisiyle, sendikasıyla, işveren örgütleriyle, medyasıyla, bürokrasisiyle, hukuk sistemiyle "Türkiye daha önce tepki gösterseydi..." "İş" bu noktalara kadar gelir miydi?
"Bize de" sorulabilir. "Daha önceleri neredeydiniz" diye. Buradaydık. "Örgütlü soygunu" defalarca köşemize taşıdık. "Alman hükümeti bile soygunu fark etti, rapor haline getirdi" diye defalarca yazdık. Kimseden "çıt" çıkmadı.
İtalyanlar "İtalya dışındaki insanlarının" hakkını aramak, onları "böyle soygunlardan" korumak için bir "örgüt" kurdular: "Patronati." İşçi, işveren ve devlet temsilcilerinden kurulu "başarılı bir uygulama." Bizim de "böyle bir modeli" yaşama geçirmemiz gerekliydi. Yıllarca üzerinde durduk.
İtiraf edelim "çifte standardı seviyoruz." Mantık "benim hortumcum iyidir" mantığı. İşine gelen "işine gelmeyen hortumcunun" peşine düşüyor. Ve "bozuk düzen" de sürüyor.
"Ölüm de garibe, zulüm de garibe" demişler. Gelecek hafta gündem değişir, "Yimpaş" unutulur, "Mimpaş" konuşulmaya başlanır. Ama gariban "kaybettiğiyle kalır." "Böyle gelmiş, böyle gider."
|