|
|
Beyoğlu Mızıkçıları'na fırsat vermeyelim
UĞUR Kaya'yı Popstar'da tanıdım. Beyoğlu Mızıkacıları grubunun sevimli üyesi olarak. İstiklal Caddesi'nde çalıyorlardı. Yaşıtları cüzdan, onlar ise enstrüman... Şaşırmıştım. Beyoğlu sokaklarında yaşayıp, kirlenmeden kalabildikleri için. (Semtin dürüst, namuslu vatandaşlarını, ekmek parası peşindeki esnafını tenzih ederek söylüyorum.) Zira her gün haber bültenlerinde, gazetelerin üçüncü sayfalarında Beyoğlu'nun kapkaççıları, tinercileri, sarhoşları arz-ı endam eyliyordu. Ama küçük Uğur'- daki "külhan" esintileri de gözümden kaçmamıştı. Yarışmadaki o bıçkın tavırları, Beyoğlu'nun üzerine sinen kokusu gibiydi. Önceki gün Uğur'u haber bültenlerinde izledim. Okul kavgasında yaralanmıştı. Sedyede serum şişesini tutmaya çalışıyordu. Uğur, üst sınıflarla kavgaya tutuşmuş, yanındaki arkadaşıyla birlikte bacağından bıçaklanmıştı. Uğur'un savunması, külhan raconuna uygun kelimeler içeriyordu: "Kantinde kız arkadaşımıza yer verilmeyince tartışma çıktı. Yanlış yapmış olabiliriz ama kimseye bıçak çekmedik..." Olay, adli mercilere intikal ettiği ve henüz soruşturma aşamasında olduğu için üzerinde fazla bir yorum yapmak niyetinde değilim. Ama Beyoğlu Ticaret Lisesi'nin bahçesindeki eli kanlı öğrenci fotoğrafları gözümün önünden gitmiyor. Belli ki şiddet gelip, mızıkadan da üflemiş. Hem de öyle bir üflemiş ki küçük Uğur'u da girdabın içine savurmuş. Durum vahim. Beyoğlu Mızıkacıları'nı Beyoğlu Mızıkçıları'nın elinden kurtarmak lâzım. Hem de bir an önce...
|