|
Koçyiğit kardeşlerin başı sağolsun
|
|
Bizim toplumumuz her ne kadar ataerkil diye nitelense de, annenin rolü çok büyüktür. Ve geleneksel aile yapısı içinde, kadın temel figürdür, baskın kişiliktir. Benim tanıyabildiğim Yeşilçam yıldızları için de öyleydi. Örneğin, sevgili Türkan Şoray'ın hayatında rahmetli Meliha Şoray'ın etkisi yadsınabilir mi? Farklı bir çerçeve içinde, Melek Koçyiğit de öyleydi. Ve sanırım, Koçyiğit kardeşler (Hülya, Feryal ve Nilüfer Koçyiğit) üzerinde derin bir etkisi olmuştu. Feyzan Ersinan'ın Hülya Koçyiğit: Film Gibi Yaşadım kitabında, değerli sanatçımız bu konuda çok ilginç şeyler anlatır. Melek Hanım, uzun bir hastalığın sonunda vefat etti. Geçtiğimiz salı günü cenazesine gittim. Klasik Yeşilçam'ın en büyük yıldızlarından birinin annesinin cenazesinde, doğrusu çok daha büyük bir kalabalık beklerdim. Eskilerin çoğu yoktu: Tüm o yapımcılar, yönetmenler, örgütler ve başkanları, tüm o eski 'partönerler' acaba neredeydiler? (Haksızlık etmeyeyim: en azından İzzet Günay, Ekrem Bora, Göksel Arsoy gibileri oradaydılar). Eski Yeşilçam'ı ne denli sevdiğimizi hep söylüyor, aslında gösteriyoruz da; sırf o filmleri oynatan kanallar bile açıldı. Ama böyle acı günlerde biraz daha sorumluluk duymak gerekmiyor mu? Tüm Koçyiğit ailesine içtenlikle başsağlığı ve sabır diliyorum.
|