|
|
'Kezban Hatemi işin etiğine çok uymadı'
"Olaylar patlak verdiğinde Kezban Hanım Milliyet ile bir röportaj yapacağını fakat konunun bu dava olmayacağını bildirdi. Fakat röportajı okuyunca baktım ki, röportajın ana konusu bu. Hemen arkasından Tempo'da da açıklamaları çıktı. Açıkçası kırıldım. İşin etiğine çok uymadı. Röportajda ısrarla Cem Hakko'nun az kusurlu olduğu söyleniyor. Özenle seçilmiş bir kelime. Şimdi ben size soruyorum; evli bir adam, karısı var, üç tane de çocuğu... Bir kadınla beraber. Daha önce eşiyle beraber yaşadığı Bolu'daki dağ evine götürüyor. Burada kalıyorlar, beraber yaşıyorlar. Gazetelerde öpüşürken, denize girerken resimleri çıkıyor ve de evliliği hâlâ devam ediyor. Adam hâlâ evli, boşanmamış. Bu işte az kusur nedir, bilemiyorum. Önemli olan bu da değil, panikle açtıkları davanın gerekçeleri Haysiyetsizlik, sadakatsizlik ithamı... Panik anında açılmış bir dava dilekçesi. Delil de yok. Fakat Kezban Hatemi röportaj yaparken gazeteci arkadaşa, 'Elimde delil olmasa dava açmam,' deyip, masanın altından klasör gösteriyor, neymiş delilmiş onlar, delilse neredeler? 'Bu arada masanın altından bir klasör gösteriyor' diye gazeteci arkadaş beyanda bulunuyor. Bizim bütün itirazımız, şaşkınlığımız bunlar. Üç çocuklu anneye, çok zarif bir hanıma söyleniyor bunlar. Bizim duruşumuz bunlara rağmen bozulmadı. Ama karşı taraftaki arkadaşlar bunu düşünmediler. Gazetelere açıklamalar da Kezban hanımdan geliyor. İşin biraz seviyesi kaçtı, ama biz toparlamaya çalışıyoruz."
|