|
|
|
|
|
|
Çapkın oyuncu resimle duruldu
Bir dönem adı çapkın oyuncuya çıkan Ziya Kürküt, baba olduktan sonra iyice duruldu. 'Olgunluk dönemindeyim' diyen Kürküt, şimdi de bir resim sergisi açıyor. Yaptığı resimlerin arasında bir tane de Deniz Akkaya tablosu var.
Oyuncular arasındaki resim yapma modasına Ziya Kürküt de uydu. Oyuncu ve sunucu Kürküt, meslekdaşı Nurgül Yeşilçay, Sanem Çelik ve Ece Uslu gibi resme başladı. Kürküt, 3 Kasım'da Teşvikiye'de bulunan Müzayede Sanat Galerisi'nde Samimiyet' adlı sergide 80 sulu boya resmini görücüye çıkarıyor. Resimlerinin içinde bir de ünlü model Deniz Akkaya'nın tablosu var. Adı bir dönem çapkın oyuncuya çıkan Kürküt, evlenip dingin bir hayatı seçtikten sonra yeni bir düzen kurdu. O artık tam bir aile babası. Televizyon işlerinden kalan zamanını, resim yaparak, roman ve oyun yazarak geçiriyor. Arkadaşlarıyla da eğlence yerinde değil, kiraladıkları bir atölyede buluşuyor; kimi maket, kimi resim, kimi de müzik yapıyor. Kürküt'le yaşadığı değişimi konuştuk:
* Oyuncular sıkılınca resim mi yapıyor? Siz nasıl başladınız? Ortaokuldaki resim öğretmenimiz Ali Kıyak'ın büyük çabası sonucu resme ilgi başladı. Kapalıçarşı'dan deve derisi alır, onları camla inceltir, sonra da boyar oynatırdık. Bunların hep faydası oldu. Tabi konservatuvarda bu ilgi daha da derinleşti. Ama resme bu kadar sarılmam, Sultanahmet'te sokak ressamı Cemil Başo'yu görmemle oldu ve resmi kafaya taktım.
İKİ TANE ROMAN YAZDIM
* Sadece tiyatro ve televizyon size yetmiyor mu? Hayır kesinlikle! İki tane de roman yazdım, 2007'de çıkacak. Ayrıca oyun da yazıyorum. Bir de ben başka yerlerde vakit geçiremez oldum eskisi gibi. Üç beş arkadaş atölye tuttuk. Giriyoruz; biri maket yapıyor biri resim yapıyor, diğeri kitap okuyor. Birisi caz dinletiyor. Artık maç seyredeceğime, bunları yapıyorum.
* Siz sergileyeceğiniz resimlerinizde ne anlattınız? Ressamların bende bıraktığı izlenimleri sulu boyayla renklere döktüm. Portekiz'de gördüğümde Fado müzisyenlerinden esinlendim. Yalçın Denizyılmaz, resimlerimi sergilemeyi önerdi. Ama benim bu zamana kadar öyle bir düşüncem yoktu. Ben bunları kendimi tatmin için yapıyordum.
* Resim sevdanızdan aileniz rahatsız oldu mu? Tinerdi, vernikti bunlar uğraştırıcı ve çocuğa zararlı. Kuruması da zor. Evde çocuk olunca zor oluyor. Hanım da doğal olarak buna izin vermiyor. Ben o yüzden yağlıboya değil, suluboya ve akrilik çalışmaya başladım. Çocuğu olunca insan, gece nöbete kalkıyor. Sonrasında uyku tutmuyor resim yapıyordum. Aslında hayatıma kızımın girmesiyle resim yapmam hızlandı.
PLAYBOY DEĞİLDİM
* Ne oldu da duruldunuz, sizin adınız çapkın oyuncuydu bir dönem? Bekarken insan bir arayış içinde oluyor. Bekarken evde oturup resim yapamazsın. Gezip bakacaksın sağda solda ne var. Aslında öyle fazla da playboy bir adam değildim. Kaçmıyordum sadece. Ama gerçekten iyi bir hayat arkadaşı bulduğunda sorumluluğun artıyor. Doğal olarak o hızlı hayattan vazgeçiyorsunuz evlenerek. Sağlığına daha fazla dikkat ediyorsun. Çocuğun olduğu zaman da 'eyvah en az 16 sene ölmemem lazım' diyorsun. Şan şöhret hiçbiri ilgilendirmiyor, o çekirdek aileyle yaşlanmak istiyorsun. Bilmiyorum ermiş de olabilirim bunları söylüyorsam.
* Dünya işlerini bırakmış gibi konuşuyorsunuz... 'Ben daha kaç yıl gece yarılarına kadar setlerde, televizyonlarda çalışabilirim ki' diye soruyorum kendime. Gece evde olmak istiyorsunuz. Yoksa gerisi boş. Daha dört saat önce gördüğün arkadaşını açılışta görünce yeni görür gibi kucaklamalar filan, sahte geliyor. Ben bu oyuna yabancılaştım. Üretmeye başladım. Benim olgunluk dönemim denebilir.
BÜLENT İPEK MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|