Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye masası eski şefi olan ve halen IMF Başkanı Rodrigo Rato'ya danışmanlık yapan Rıza Moghadam, Türkiye'nin ekonomide çok önemli bir başarı yakaladığını, bu başarıyı korumak için ''makro ekonomik istikrar ve yapısal ekonomik reformların'' sürdürülmesi gerektiğini bildirdi.
Rıza Moghadam önderliğindeki bir heyet tarafından hazırlanan ve ''Kavşaktaki Türkiye'' ismini taşıyan rapordan derlediği bilgiye göre, Türkiye ekonomisindeki kazanımların korunması için sürdürülen politikalardan taviz verilmemesi gerekiyor.
IMF
Avrupa Bölümü Başkanı Michael Deppler ile Türkiye Masası eski şeflerinden Odd Per Brekk'in de katkıda bulunduğu rapor, Türkiye'yi yakından tanıyan uzmanların tespit ve tavsiyelerinden oluşuyor.
Bu çerçevede raporda 2001 krizinin ardından, Türkiye ekonomisinin değişim gösterdiğini ifade eden Moghadam, ekonomik büyüme süreklilik gösterirken, enflasyonun yüzde 70'lerden, tek hanelere gerilediğini hatırlattı. Moghadam, 2001 krizinin ardından, hem nominal hem de reel faizler önceki yıllara göre düşüş gösterirken, kamu borç oranında düşüş görülürken, borçların sürdürülebilirliğine ilişkin beklentinin de güçlendiğini ifade etti.
Moghadam, ''Türkiye, 2001 yılından sonra elde ettiği bu kazançları sürdürebilmesi için halen uyguladığı ekonomi politikalarına sıkı sıkıya bağlı kalmalıdır'' dedi. Moghadam, şunları söyledi:
''Türkiye'nin 2001 yılından sonra uyguladığı makro ekonomik istikrar ve yapısal ekonomik reform programının ana hedefi, yüksek oranlı ekonomik büyüme oldu. Yüksek oranlı ekonomik büyümenin sürdürülmesi, Türkiye'nin sürdürülebilir bir borç yapısına sahip olmasına, Türk Halkının yaşam standardının Avrupa Birliği (AB) standartlarına ulaşmasına ve işsizliğin azalmasına katkıda bulunacaktır. TÜRKİYE, BÜYÜMEDE DOĞU ASYA'YA BENZİYOR...
Ekonomideki kurumsal düzenlemeleri gerçekleştiren Türkiye, 2001 ve öncesinden tamamıyla farklı bir para-maliye politikası disiplini sağlayarak, Doğu Asya ekonomilerine benzer bir ekonomik büyüme trendi yakalamış durumdadır. Türkiye'nin, düşen enflasyon ile birlikte Doğu Asya ekonomilerine benzer bir ekonomik büyüme trendini sürdürme potansiyeli bulunmaktadır.
Türkiye'de, kamu maliyesindeki disiplinin sürdürülmesi ve yapısal reformların devam ettirilmesi, yüksek sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kırılganlığın azaltılması için en önemli unsurlar olacaktır. Son yıllarda başarı elde ettiği kronik sorunlarından enflasyonu indirme çabası, Türkiye'nin orta vadedeki performansını belirleyecek unsurlardan birisi olacak.''
ENFLASYONLA MÜCADELEDEKİ EN ÖNEMLİ KONU...
Türkiye'deki enflasyonla mücadelede en önemli konunun, ''beklentiler ve bu beklentilerin tersine çevrilmesi'' olduğunu belirten Moghadam, şöyle devam etti:
''Türkiye'deki enflasyonla mücadeledeki en önemli konu, beklentilerdir. Geriye yönelik beklentiler nedeniyle enflasyonla mücadelede daha önce başarı sağlanamazken, son yıllarda ileriye yönelik beklenti ile enflasyonun düşeceğine dair beklentilerin güçlenmesi, enflasyonla mücadelenin başarılı olmasını sağlamıştır. Türkiye'deki kırılganlığın daha da azaltılabilmesi ve makro ekonomik alanda daha da başarılı olabilmek için dolarizasyonun azaltılması gerekir. Dolarizasyonun azaltılabilmesi için enflasyonla mücadelenin güçlü şekilde sürdürülmesi gerekir, enflasyon düştüğü oranda, Türk Lirası cinsinden varlıklara talep de artacak ve dolarizasyonun yerini Türk lirası alacaktır.'' MERKEZ BANKASININ KREDİBİLİTESİ...
Bu arada Merkez Bankasının başarılı bir enflasyonla mücadele politikası sürdürdüğünü belirten Moghadam, enflasyonun kararlı şekilde indirilmesinin, ekonomik büyümeyi artırırken, dolarizasyonu da azaltacağını bildirdi.
Uyguladığı politikaları başardıkça Merkez Bankasının kredibilitesinin de artacağına dikkati çeken Moghadam, Merkez Bankasının kurumsal bağımsızlığının korunmasının da enflasyonla mücadelede önemli olduğunu vurguladı.
BORÇ YAPISI
Ayrıca Türkiye'deki borç yapısının önemli bir kırılganlık oluşturduğunu ifade eden Moghadam, şöyle dedi:
''Türkiye'de borç oranının düşürülmesi yönündeki mücadele, Türkiye ekonomisinin en önemli istikrarsızlık kaynaklarından birisi olan ödemeler dengesi kaynaklı kırılganlığı da azaltacaktır. Borç oranının düşürülmesi, Türkiye'nin enflasyonla mücadele programını ve ekonomik görünümünü de güçlendirecektir, bu nedenle, borç oranını düşürmeye yönelik bir borç hedefleme, Türkiye'deki borç oranının düşmesinde önemli bir araç olabilir.''
FAİZ DIŞI FAZLANIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ...
Türkiye'deki makro ekonomik istikrarın önemli bir unsurunun da ''yüksek faiz dışı fazla (FDF)'' olduğunu ve hükümetin bu konuda çok başarılı performans sergilediğini belirten Moghadam, diğer ülke tecrübelerine göre bu yüksek FDF oranının sürdürülememe tehlikesi bulunduğunu, böyle bir duruma düşmemek için yapısal reformların sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye'deki yüksek FDF'nin sağlanmasında, vergi oranlarının artırılması ile yatırım ve diğer harcamaların kısılmasının etkili olduğunun altını çizen Moghadam, bunun sürdürülememe ihtimaline karşın, bütçe dışı fonlar ile KİT'lerden de elde edilecek tasarrufların, FDF'nin korunmasında etkili olaceğini ifade etti.
FDF'nin yüksek seyrinin devamının, ekonomik büyüme ve enflasyonu indirme politikalarını destekleyeceğini belirten Moghadam, FDF'deki yüksek oranının taviz verilmeden devam ettirilmesinin, kamu borcunun makul düzeylere inmesine, Cari İşlemler Açığı'nın da sürdürülebilir bir düzeyde tutulmasına katkıda bulunacağını kaydetti. PROGRAMIN KALBİ MALİ SEKTÖR REFORMU...
Mali sektör reformunu, programın kalbini oluşturduğunu belirten Moghadam, 2000 ve 2001 yıllarındaki krizin temel nedenlerinden birisi olan mali sektörde, önceki yıllardaki gibi bir sıkıntıya düşmemek için mali sektör reformunu sürdürülmesi gerektiğini, bu reformun, reel sektörün güçlenmesine de katkıda bulunacağını vurguladı.
Moghadam, mevduat sahiplerinin bankacılık sistemine olan güvenlerinin güçlendiğini ve bunun sistemin sağlığı açısından önemli bir unsur olduğunun altını çizerken, bundan sonra, mali sektörde yapılması gereken en önemli düzenlemelerin, bankacılık sistemindeki düzenleme ve denetlemenin daha da etkin hale getirilmesi ve varlıkların güçlendirilmesi olacağını ifade etti.
Bankacılık düzenleme ve denetleme fonksiyonlarının AB standartlarına ulaştırılmasının önemine dikkati çeken Moghadam, kamu bankalarının yeniden yapılandırılarak özelleştirilmesinin de, bankacılık sistemini güçlendirecek unsurlar olacağını ifade etti.
Moghadam, Türkiye'de işgücü verimliliğinin yüksek olduğunu ancak işsizlik olduğunu belirtirken, işsizliğin en temel nedenlerinden birisinin yüksek istihdam maliyeti olduğunu, istihdam piyasasına ilişkin düzenlemelerin, dinamik Türk iş dünyasındaki işsizliği de azaltacağını kaydetti.
Yapısal mali reformların, sosyal güvenlik ve vergi reformlarının mali dengenin sürdürülmesine katkıda bulunacağını ifade eden Moghadam, vergi tabanının genişletilerek etkin bir vergi toplama sisteminin kurulması gerektiğini de vurguladı.
TÜRKİYE'NİN KIRILGANLIKLARI...
Türkiye'deki olumlu ekonomik performansa karşın, bazı kırılganlıklarını devam ettiğinin altını çizen Moghadam, olumlu gidişatı tersine çevirebilecek bu kırılganlıkları, ''yüksek dış borç ödemeleri, iç ve dış gelişmeler sonucu yatırımcı hissiyatında aniden meydana gelebilecek değişimler neticesinde döviz ve faiz oranlarındaki baskının artması, Türk Lirası'nın değer kaybetmesi, enflasyonla mücadelenin zarar görmesi, bankacılık sisteminin zayıflaması ve ödemeler dengesinin bozulması, ağırlıklı olarak kısa vadeli sermaye ile finanse edilen yüksek Cari İşlemler Açığı ve işsizlik'' olarak sıraladı.
AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİ...
Ekonomik krizlerden çıkan Türkiye'nin artık AB sürecinde, AB'nin ekonomik ve siyasi standartlarına uyum sağlama yolunda kavşakta olduğunu hatırlatan Moghadam, bundan sonra, kavşaktaki Türkiye için önem önemli konunun bu elde ettiği kazançları koruması ve devam ettirmesi olduğunu, bu süreç sonucunda Türk Halkının standartlarının AB standartlarına çıkacağını ifade etti.
Moghadam, başarıların her zaman sürdürüleceğinin bir garantisinin bulunmadığını vurgularken, genç nüfusuyla AB içinde yer alacak Türkiye'nin bu başarıyı sürdürebilmesinin tek garantisinin, sağlam makro ekonomik politikalar ve yapısal reformlarda ilerleme gerçekleştirebilmesiyle sağlanabileceğini söyledi.Rıza Moghadam, halen IMF Başkanı Rodrigo Rato'nun Ofisinde, İcra Direktörleri Kurulu Başkan danışmanı olarak görev yapıyor.