Üzerinde anlaşılmış Niyet Mektubu taslağı
Her ziyaret sonrası yapılmasına alıştığımız basın toplantısını gerçekleştirmeden Washington'a dönen IMF heyeti merakımızı pazartesi günü gönderdiği duyuru ile giderdi. Bütçe ve IMF ile ilişkiler her geçen gün biraz daha ilginç hâl alıyor. Basın toplantısı 'teknik' nedenlerle cuma yapılamadı diyelim. Duyuru için niye pazartesi beklendi? Bunun IMF lugatında tek açıklaması duyurunun üslubu ve içeriği konusunda Türkiye'yi ziyaret eden IMF heyetinin kendisini yeterince yetkili görmeyişidir. Gelen heyetle IMF üst yönetimi arasındaki yaklaşım farklılığının Washington'da bir de yüz yüze görüştükten sonra giderilmesi arzulanmış olabilir. Demek ki, IMF ile ilişkilerde durum kamuoyuna yansıtıldığından çok daha ciddi. Duyuruyu tartıştıkça siz de farkına varacaksınız.
2007 bütçesi ne ile tutarlı? Duyuru 2006 yılının kısa özeti ile başlıyor. Enflasyonun hedeflenen azalış çizgisinden sapıldığının, cari açığın genişlemeye devam ettiğinin altı çiziliyor. Uluslararası piyasaların daha az destek vereceği bir ortamda önerilen çözüm sıkı maliye ve para politikaları. 2007 Bütçesi yüzde 6.5'lik faiz dışı fazlayı hedeflemesi açısından sıkı maliye politikasının sürdürülmesi düşüncesi ile tutarlı bulunmuş. Dikkatimi çeken nokta, vurgunun, bütçenin kendi içerisindeki tutarlılığına değil, faiz dışı fazlanın sıkı maliye politikası uygulama mecburiyeti ile tutarlılığına olmasında. Söylenen; 'sihirli rakam yüzde 6.5'e gelecek yıl da devam ediniz. Yalnız 2006 harcamalarında program hedeflerinin üzerindeki gerçekleşmelerin 2007 yılına taşınıp gelecek yılı karartmaması için gereken tedbirleri de şimdiden alınız' . Merkez Bankası'nın en son faiz duyurusunda neyin yansımasını izleyeceği de böylece açıklığa kavuşmuş oldu. Keşke hangi harcama kalemlerinde hedeflerin aşıldığı bu duyurudan önce kamuoyu ile paylaşılabilseydi. Tedbir dediğimiz de tabii ki harcamaları kısma ve vergileri ya da KİT fiyatlarını artırma yönünde olacak. Şükrü Kızılot Hoca bu kadar erken mi haklı çıkacaktı? Enflasyonu aşağıya çekecek gelişmelerse sıkı para politikasının devamına bağlanmış ve Merkez Bankası'na yıkılmış. ÖTV'yi artıracağız, yeni vergiler getirip fiyatlara yansıtacağız, yetmedi elektriğe de zam yapacağız; sonra dönüp enflasyonu faizlerle kontrol edeceğiz. Yaklaşım doğru da mantık yanlış. Vergilerin, harcama kesintilerinin, elektrikte fiyat artışlarının iç talepte bir daralma yaratması, zaman içerisinde enflasyonu aşağıya çekmesi zaten kaçınılmaz. Bir de faizleri artırırsak aşırı daraltılmış iç talebin azaltacağı istihdamın sosyal güvenlik sistemi üzerideki olumsuz etkilerini nasıl gidereceğiz? Kesintileri artırarak mı? Büyümeyi zayıflatırsak bizim gibi tüketim vergilerine yoğunlaşmış bir mali yapıda geliri kimden buluruz?
Niyet Mektubu'nda reform var Reformlar da eksik kalmamış, nasibini almış. Niyet mektubunda vergi rejimi, vergi idaresinin güçlendirilmesi, emeklilik ve sağlık sigortası, mali sektör reformlarının acil eylem planının güncellenmişi de yer alıyormuş. Reformların hangisi makro, hangisi mikro; ipin ucunu kaçırmış vaziyetteyim. Pazar gününe biraz çalışıp ülkemizde reform etkinlikleri üzerine bir yazı yazsak mı acaba? Vergi, sosyal güvenlik, mali sektör reformları gündemde kaldığına göre başlık da şöyle olurdu herhalde: ' IMF Ziyareti Sonrasında Geleneksel 25. Reform Festivali'. Asıl çarpıcı kısım her zamanki gibi sona saklanmış. Hükümetimiz program hedeflerini güçlendirici politika kararlarını alma konusundaki niyetini de IMF'ye sızdırmış. Belirlenen eylem planının uygulaması tabii ki programın gücüne güç katacak. Ancak ön eylemler gerçekleştirilmeden IMF, 5'inci gözden geçirmeyi tamamlamayacak. Anlamı, elimizdeki 2007 Bütçesi şimdiden 'tedbirli' vaziyette. Ön eylemlerin ne olduğunu bilemediğimiz için uygulama fizibilitesi hakkında görüş bildirmemiz hataya yol açabilir. Her şey yerinde olursa aralık ayında hayırlısı ile IMF yönetimine karar için geleceğiz. Bütçeyi destekleyici ön tedbirlerin, programı tamamlayıcı politika kararlarının ne olduğunu herkes gibi ben de merak ediyorum. İlgili bakanların ve bürokrasinin bu konulardaki ketumiyetini takdir etmek de gerekiyor. Yoksa sürprizlerin güzelliği kalır mı?
|