Bir bayram sabahı
Müslüman alemi bugün yeni bir Ramazan Bayramı'nı kutluyor. Ancak Müslüman dünyasının bayram havasında olduğunu söylemek kolay değil. Filistin'den Irak'a toprakları işgal altında olan, insanları aşağılanan Müslüman dünya, Osmanlı'nın gerileme süreciyle girdiği karanlık devri yakın zamanda aşacak gibi görünmüyor. Doğal kaynaklarını Batı'nın emrine sunmakla yetinen, demokrasi, insan hakları kavramlarını duymazdan gelen coğrafyamızda hanedanlar, diktatörler düdüklerini öttürüyor. Ülkesinde Müslüman, Paris veya Londra'da imansız hale gelen bu hanedan temsilcilerinin halkları ortaçağın karanlığında yaşamaya mahkum halde. En küçük muhalefete izin verilmeyen bu ortamda, rejim muhaliflerinin sığınacağı tek yer camiler olmuş durumda. Bu coğrafyada yükselen İslamcılık akımlarında sivil toplumun nefes alacak başka mekanlar bulamamasının rolü de büyük. Böyle bir gerçeklik karşısında baskıcı, kıyıcı ve Batı işbirlikçisi rejimlerin tek alternatifi, yine baskıcı, kıyıcı ve Batı düşmanı akımlar oluyor kaçınılmaz olarak. Türkiye bu coğrafyada farklılığıyla öne çıkıyor. Hem Müslüman kimliğini koruyan, hem de sivil muhalefet akımlarına kademeli olarak hayat hakkı tanıyan ülkemizde yönetimlerin seçim yoluyla değişmesi artık yerleşmiş durumda. Parti biçiminde örgütlenme hakkına sahip muhalif görüşler iktidara talip olma ve seçim yoluyla ülke yönetiminde söz sahibi olma şansını buluyor. Tek partiden çok partili sisteme geçmiş ülkemizin yakın geçmişinde darbeler, sivil yönetime müdahaleler yaşandı, insanlar bu müdahalelerin sıkıntılarını yaşadı, bedelini ağır biçimde ödedi elbette. Ama Türkiye gerek ekonomik gelişmişliği, gerekse demokratik olgunluğu sayesinde bu perdeyi artık kapatmış durumda. AB projesi ülkenin dalgalı sulara kapılmasını önleyen sağlam bir demir rolü görüyor. Sıkıntılarımız yok mu? Şüphesiz var. Kürt sorunundan başörtüsü yasağına kadar, yıllardır tartışıp çözüm bulamadığımız, kimimizi korkuya sevk eden gelişmeler olanca ağırlığını günlük yaşamımızda hissettiriyor. Ancak bu sorunları da demokratik yöntemlerle aşabileceğimizin inancını taşıyorum. Bütün sıkıntılara, zorluklara rağmen bir Ramazan Bayramı'nı daha Müslüman coğrafyanın en şanslı ülkesi olarak kutluyoruz. Bir kısmımız bayramı bir tatil fırsatı olarak değerlendirirken, toplumun geniş kesimi geleneksel anlam ve değeri içinde kutluyor bir ramazan ayının sonunu. Sıkıntılarınız, korkularınız var biliyorum. Ancak bu bayram sabahı beş dakikanızı Afganistan'ı, Filistin'i ve Irak'ı düşünerek geçirmenizi istiyorum. Bu ülkeleri ve oradaki insanların yaşadıkları sıkıntıları, çektikleri çileleri göz önüne getirin, ülkemize ve geleceğine sadece olumsuzluklarıyla değil, artılarıyla da bakabilin. Ramazan Bayramınız kutlu olsun.
|