| |
Bugün bayram...
Ramazan Bayramı ile başlayıp Cumhuriyet Bayramı ile sona erecek bir haftaya giriyoruz. Bayramın ilk gününün hafta başına gelmesi de muhtemelen herkesi bayram kadar sevindirdi. Sabahın köründe kalkmak yok. İtiş kakış, salkım saçak yollara düşmek yok. Sevmediğine mecburen merhaba demek yok. Akşama kadar saat saymak yok. Rutinleşmiş bir işin çarklarına kapılıp aynının tekrarı yok. Günün efendisi sensin. Mekanın efendisi de... Bugün bayram. Hem de pazartesi.
Bayramın pazartesiye denk gelmesi "çalışanlar" için çift kaymaklı kadayıf. Ama bir de işsizler var. Türkiye'de çalışanların sayısı toplam nüfusun neredeyse üçte biri kadar. Son rakamlar toplam nüfusu yetmiş iki küsur milyon göstermekte. Bunun elli milyonun üzerindeki kısmı iş yaşamına dahil olabilecek yaş ve durumda. Ama istihdam edilebileceklerin ancak yarısı aktif olarak iş yaşamında. Bu, diğer ülkelerle kıyaslandığında çok düşük bir oran. İş yaşamında bir yer alıp çalışmak isteyen bu yirmi beş milyon civarındaki insanımızın iki milyon iki yüz elli bini ise iş bulamıyor. İşsiz. Onlar için bayramın da, bayramın ilk gününün pazartesiye gelmesinin de hiçbir anlamı yok. Belki tersine. İş aramaya ara verdikleri için biraz daha mutsuzluk demek.
Bizde işsizlik kadar, sefalet de büyük sorun. Günde bir dolarla yaşama talim eden milyonlarca insanımız var. Bir iş bulup çalışanlara da para yetmiyor. Şu anda işi olan yirmi üç milyon insanımızın yüzde 55.5'i ücretli, maaşlı ve yevmiyeli. Yüzde 28.1'i kendi hesabına çalışan ve işveren. Buna simitçi de dahil, holding sahibi de dahil. Küçük esnaf da... Yüzde 16.4 ücretsiz aile çalışanı... Tarımdaki gizli işsizlerimize "ücretsiz aile çalışanı" diyoruz. Bu, tarımdaki çözülme sürecine rağmen hala olağanüstü yüksek bir oran... Toplam çalışanlar içinde gizli işsizlerin azalarak da olsa hala kocaman bir dilim oluşturması sağlıklı bir yapıyı da engellemeye devam ediyor. Bu rakamlar, bu bayramın ilk gününde nasıl bir toplumsal yapıya sahip olduğumuzu da sergiliyor.
Çalışanların hangi sektörlerde çalıştıkları da önemli. Aktif nüfusun yüzde 45.5'i hizmetlerde... Aktif nüfusun yüzde 29.5'i tarımda... Aktif nüfusun yüzde 19'u sanayide... Aktif nüfusun yüzde 6'sı inşaatta çalışmakta...
Gelişmiş sanayi sonrası toplumlardaki rakamları da bir hatırlamak da fayda var. Orada, hizmetlerde çalışan nüfusun oranı yüzde seksenler civarında... Tarımda çalışanlar yüzde beşin altında... Geri kalan da sanayide. Bizdeki "hizmet sektörü" genellikle terzi, marangoz gibi meslekleri kapsarken, orada "hizmet sektörü" ileri teknoloji çalışanlarını barındırmakta... Bugün bayram... Bugün hafta başı... Yaşam çilesi içinde bunalmamış olanların zahiri mutluluğuna denk gelen böyle bir günde içinde bulunduğumuz sosyolojik tabloyu da göz ardı etmemek gerek. Sosyolojik resim, manasız itişmeleri önler. Sosyolojik resim, azmanlaşmış siyasal ihtirası törpüler. Sosyolojik resim, yeryüzü ile aramızdaki mesafeyi netleştirir. Sosyolojik resim, çağ ile bulunduğumuz yer arasındaki farkı saydamlaştırır.
Ramazan Bayramı ile başlayıp Cumhuriyet Bayramı ile bitecek olan bu haftayı da, sanayileşmeyi hala tamamlayamamış bir tarım ülkesi olarak idrak edeceğiz. Bu, acıklı bir gerçek olarak hayatımızın ortasında duruyor. Ama siz gene de bugünlük isterseniz bunu unutun. Bütün bu gerçeklere rağmen bugün bayram. Bugün üstelik hafta başı ve koşuşturma yok. Keyfini çıkartın. Hepinize mutlu bayramlar.
|