|
|
Avrupalı CEO'nun utandığı an
Bu anekdotu okurla paylaşmadan duramayacağım. Türkiye'de bir banka satın almayı kafasına koyan Dexia, Denizbank'tan önce bir başka bankanın kapısını çalar. Görüşmeler ilerlerken, Axel Miller, satın almayı düşündükleri ve ismini açıklamadığı bankada incelemelerde bulunmak üzere 35 kişilik büyük bir ekibi İstanbul'a gönderir. Gerisini Miller'dan dinleyelim:
Ekipte niye kadın yok? "Ekibim işini bitirince Brüksel'e döndü. Ben de bizimkiler döndükten sonra, Türk bankasının CEO'sunu aradım ve ona ekibimin hal ve tavırlarından memnun kalıp kalmadıklarını sordum. CEO, bu soruma 'memnun kaldık, iyiydi' cevabı verdi ama biraz kuşkucuydu. Ne var diye sordum. Bana, 'Ekibinizde hiç kadın yönetici yoktu' dedi. O an kendimden utandım. Evet, doğruydu. Ne yazık ki, Dexia'da üst yönetimde hiç kadın yönetici yok. Dönüp arkadaşlarıma dedim ki banka satın almaya gittiğimiz ülke, pek çok konuda bizim çok önümüzde. Aynı şey şu anda Denizbank için de geçerli." Doğrusu Türkiye'yi içine almakta zorlanan AB'nin önemli bankalarından birinin CEO'sundan bunları duymak ilginçti. Gerçek Türkiye ne yazık ki Avrupa'da bilinmiyor diyordu çünkü. Her ne kadar her fırsatta kadın erkek eşitliğinde istenen seviyeye gelmediğinizden şikayet etsek de görünen o ki, Avrupa'nın bizden çok daha geride. Ne dersiniz? Axel Miller, bankanın eleman alırken hep yüzde 50 kadın olması konusunda hassasiyet gösterdiğini, oysa ilerleyen zaman içinde kadınların üst pozisyonlara ya gitmek istemediğini ya da evlilik ve çocuk yüzünden daha az maaşla alt pozisyonlara razı geldiğini anlattı. Miller'ın gözlemine göre bu durum Türkiye'de öyle değil. Tanıştığı üst düzey kadın bankacıların zekasına ve iş disiplinine hayran olmuş. "Görmeniz lazım" diyor, "Denizbank'ın IT departmanı (bilgi teknolojileri) da bir kadına teslim ve o kadın müthiş iş çıkarıyor." Erkek bankacılar bu sözlerden alınmasın ama önemli bir bankanın CEO'su, o akşam, kadın yöneticilerle çalışmanın avantajlarını anlata anlata bitiremedi.
|