Geleceği kazandılar
Maçın heyecanı bir gün önce herkesi sarmıştı. Yöneticilerin sıkıntılı hallerine karşılık, futbolcuların yüksek konsantrasyonu hissediliyordu. Basın toplantısında Zico "Limitimize geldik" diyordu. Ne kendisini ayrı tutuyordu bu yorumundan, ne de oyuncularını.Yolun sonunu hissediyorlardı. Alex bu aşamada, "Daha farklı olacağız" dedi. Zico bu farkı "konsantrasyon" olarak açıkladı. Halbuki biz biliyorduk nelerin olacağını. Tek forvet oynayacaklardı. Takım en iyi bildiğini yapacak, herkes alıştıkları eski düzen içinde yeni yüzünü gösterecekti. Ama geçen haftaların getirdiği güvensizlik maçın içinde görünmez bir yük gibi oyuncuların omzundaydı. Kafaları bir türlü rakip sahaya geçmek için gereken emir kanalını kullanamıyordu. Geriye hızla koşuyorlardı ama ceza sahasına yaklaştıkça, bilmece çözer gibi davranıyorlardı. Kezman sırtı dönük oynamayı becermeye çalışıyordu. Çizgi defansın arkasına top istemek için kendini gösterdi. Fakat takım yerden ve bol pasla oynamayı tercih etti. Tuncay ve Appiah devamlı bindirme yaptı. Mehmet geride kalmayı tercih etti. Bu büyük mücadelenin parlayan yıldızı ise Lugano oldu. Fenerbahçe geri dörtlüsü dikkatli oynayıp, zamanlama sorunu taşımayan müdahaleler yaptı. Göbekten delinmediler. Kenarlardan gelen topları karşılıyor, duran toplarda savaşıyorlardı. Böylesine bir ortamda rakibe iki pozisyon verdiler.
BU SONUCU HAK ETMEDİLER 60'tan itibaren Newcastle elindeki kozları sahaya sürmeye başladı. Sakatlanan Emre'nin eksikliği hemen kendini hissettirdi. Orta sahada, özellikle uzun toplarla çıkmaya çalıştıkları anların kahramanı hep Fenerbahçe oldu. Bu sene ilk defa keyifle Fenerbahçe'yi seyretmeye başlamış, hak ettikleri golü atmalarını bekliyorduk. Bu düzen Zico'ya ait değil. Ama sahadaki takım onun. Yedeklerin arasına Semih'i yine almaması, üç defans oyuncusunu koz olarak koyması B planın defansif olduğunu gösterebilir. Deivid-Ümit değişikliğini yapma hazırlığındayken skor dengedeydi. Bu da kazanma hamlesini yapmaya hazırlandığını gösterebilir. Ama ilk kez defanstan adam çıkarıp, ofansifini sahaya sürdüğünü de gördük. Bu aşamada adam eksiltip, top kullanma becerisi olan Tümer neden aklına gelmedi diye de sorabiliriz. Maçı kaybetmeyi hak etmediler. Ama kazanmak için oyuncuların yaratıcılığı dışında hamle geliştirmemişlerdi. Bazen kaybederken, kazanırsınız. Bu Fenerbahçe'yi Türkiye'de kimse kolay kolay yenemez. Taktik olarak gelişirlerse, UEFA yolunda da yürürler.
|