|
|
|
|
|
"Türkiye hükümet kanalıyla AİHM'e başvurmalı"
Avrupa Birliği hukuku uzmanı avukat Barış Kaşka, Fransa arlamentosunca onaylanan sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasa tasarısına karşı Türkiye'den Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yapılacak bireysel başvuruların, içtihata uygun olmaması nedeniyle mahkeme tarafından kabul edilmeyeceğini, kamuoyunun bu konuda yanlış bilgilendirilmemesi gerektiğini söyledi.
İzmir Barosu avukatlarından Barış Kaşka, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1915 yılında yaşanan Ermeni olaylarının, soykırım olarak nitelendirilmesinin mümkün olmayacağına işaret ederek, 1915'te çıkartılan zorunlu tehcir yasasıyla, İstanbul, Aydın, İzmir gibi batı kentlerinde hiçbir Ermeni'nin zorunlu iskana tabi tutulmadığını, bunun da soykırım iddialarının gerçek dışılığını ortaya koyduğunu kaydetti.
Kaşka,
''Dahası, soykırım, 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından suç olarak tanımlanmıştır. Ceza hukukunun temel prensiplerinden biri 'Kanunsuz suç olmaz' prensibidir. Dolayısıyla bu dönem için soykırım suçundan söz edilmesi mümkün değildir'' dedi.
Barış Kaşka, Fransa'da çıkarılmak istenen yasanın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğünü tanımlayan 10. maddesine aykırı olduğunu ve bu konuda yürütülen mücadelenin haklılığına inandığını belirtti.
BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ'NİN GİRİŞİMİ
Barış Kaşka, AİHM'ye istisnai durumlarda, ''iç hukuk yolu'' tüketilmeden ve suç işlenmeden, ''potansiyel mağduriyet'' kavramına dayanılarak, başvuru yapılabileceğini belirtti.
Bahçeşehir Üniversitesi'nin AHİM'e 1 milyon dilekçe ile başvuru girişiminin iyi irdelenmeden başlatıldığını öne süren Kaşka, içtahatlar gereği bu konuda yalnızca Fransa'dan ve Fransa'nın egemenlik alanında yapılacak başvuruların değerlendirmeye alınacağını kaydederek, şunları söyledi:
''Sözde Ermeni soykırımını inkarı cezalandıracak yasayla ilgili Türkiye'den yapılacak bireysel başvurular, AİHM'de kabul edilmesi usule uyulmadığı için mümkün değildir. Kabul edilmediği gibi bu durum kamuoyunda olumsuz etki yaratacaktır. Bazıları (AİHM'den birşey olmaz), bazıları da (AİHM de Ermenileri haklı buldu) diyeceklerdir. Bu nedenle kesinlikle yanlış adım atılmamalıdır. Fransa'nın fiili egemenlik alanında bulunan, (Fransız vatandaşı da olması gerekmez) bir kişi, suç sayılan fiili işlemese de 'potansiyel mağduriyet' kavramına dayanarak, Fransa'yı AİHM'ye şikayet edebilir. Ancak AİHM, hali hazırda 2002 yılının davalarını görmektedir. Dolayısıyla bireysel başvurunun kabul edilmesi ve görüşülmesi uzun zaman alacaktır. Türkiye'nin ise bu konuda 1 saniye dahi kaybedecek vakti yoktur. Çünkü bu yasa birçok Avrupa ülkesi parlamentosunun gündemindedir.''
Barış Kaşka, Türkiye'den bu konuda duyarlı insanların görüş, şikayet ve başvurularını Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne iletmesinin etki yaratacağına inandığını belirtti.
TÜRKİYE NE YAPMALI?
AİHM'e bireysel başvuruların yanı sıra devlet başvurusunun da mümkün olduğunu ifade eden Barış Kaşka, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bu olayda devlet başvurusu, bireysel başvurudan daha önemlidir ve avantajlıdır. Çünkü devlet başvurularını AİHM hemen görüşmekle mükelleftir. Bunun için Türkiye bir an önce AİHM'e başvurmalıdır. Bu en akılcı yoldur. Alelacele hareket edilmemeli ve bu konuda yanlış adımlar atılmamalıdır. Türkiye, Hükümet kanalıyla AİHM'ye başvurusunu iyi yaparsa, öncelikle bu konuda daha önce yasayı çıkarmış ülkeler, daha sonra da Fransa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesine indirdikleri darbeden dolayı mahkum olacaklar, Türkiye de haklılığını anlatma imkanı ve zeminini bulacaktır.''
(AA)
|