|
|
Önümüze bakalım
Moldova maçı sonrasında Fatih Terim, takım on biri hakkında yapılan eleştirileri kibarca yanıtladı; "Eleştiriler bize yol gösteriyor. Ama takımı ben yapıyorum" dedi. Milli Takım'ın sorumlusu Fatih Terim... Ama Milli Takım'ın sahibi değil. Fatih Hoca, elbette kendi felsefesi, doğruları ve analiz kalitesi ile ayyıldızlı takımın başına geçti. Geçmesine de tek kişi laf etmedi. Bu ülkenin yetiştirdiği en önemli teknik adam olarak, yine bu ülkeyi temsil ederken başarı şansı en büyük yapının başında olması gerekirdi. Bu nedenle bilinen ve beklenen doğruları maceraya terk etmemeli. Takımı seçsin tamam... Ama o takımda en azından hepimizin duası olduğunu bilerek bunu yapmalı. Terim, Galatasaray'daki form grafiği bir türlü yükselmeyen, Yöneticilerinin bile "Dinlendirilse iyi olur" dediği Hakan Şükür ile dört gün ara ile iki maç oynadı.
4 GOLLE BULUNMAZ SANTRFOR Macaristan maçı öncesinde Hakan'ın neden Milli Takım'a alındığı bilinmiyordu. Formda değildi, eski günlerinde değildi, kendi yöneticileri, taraftarları memnun değildi, belki sorsanız Hakan bile kendinden mutlu değildi. Üstelik aynı Fatih hoca ikinci döneminde Galatasaray'ın başındayken, Başkan Özhan Canaydın'ın baskısı ile tekrar Hakan ile çalıştı. Bugün hangi takım üst düzey bir hedefe yürürken Hakan Şükür'e bel bağlayabilir. Ama Fatih hoca bu seçimi yaptı. Üstelik çok formda bir Ersen Martin'i kamp kapısından bile içeri sokmayarak... Macaristan maçı sonrasının kritiği yapılırken, ATV'deki Santra programında Fatih Hoca, "Hakan iyi değildi. Belki oyundan çıkarmam gerekirdi. Bu karar tartışılabilir" yorumunu yaptı. Moldova maçında dört gol atınca, Hakan Şükür tekrar 'bulunmaz santrfor' oldu. Teknik direktörünün bile memnun olmadığı Hakan Şükür'ü eleştirenler, bir anda 'küçük beyinli' yapıldı. Gerçeğinde, Türk takımını ve futbolunu böylesine küçük görenlerin beyinlerine bakılmalı.
KURTARICI HAKAN ŞÜKÜR MÜ? Hemen bu havadan kurtulmamız, doğru eleştiriler yapmamız gerekiyor. Malta, Macaristan ve Moldova'dan bu puanların zaten alınması gerekiyordu. Bu sonuçlara bakarak, "Biz büyük takımız" derseniz, kendinizi küçültürsünüz. 13 yıldır galibiyeti olmayan Malta, bu Malta'ya bile yenilen Macaristan ve Moldova. Bu rakipler mi bizim ölçümüz? 780 gün sonra, aniden dört gol atan Hakan Şükür mü bu takımın kurtarıcısı? O, Türk futbol literatürüne "Hakan Şükür tipi santrfor" deyimini yerleştiren bir fenomendir. Ama şu anda o futbol ve fizik gücüne sahip değil. Dört gol bunları geri getirmeyecek. Ama Hakan Şükür'ün futbolseverlerin kalbinde güzel bir yere taşıyıp, orada kalmasını sağlayacak. Hakan'ın Moldova maçı sonrasında "Artık bırakacağım" dediği iddia edildi. Doğru mu bilmiyorum. Ama şu anda yerini bilmeli ve orada kalmasını sağlayacak kararını da vermeli. Bizim geçmişi tartışmayı bırakıp, önümüze bakmamız, gelişmemiz gerekiyor.
|