| |
|
|
Anlamını yitiren söylem
"Kürt aydınların" bazı ortak söylemleri var. Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı'dan dinlediğimiz "şu sözleri" bize belki 40 kişi "aynen" tekrarladı: * 1994'te Kürt parlamenterler TBMM'den yaka paça, tekme tokat atıldılar. * Bu milletvekilleri DEP'liydi... DEP'e oy vermeyenler bile bundan rencide oldu. * Bir mağduriyet psikolojisi doğdu. * Kürtler'e haksızlık yapılıyor denildi.
"Kişisel düşüncemizi" söyleyelim. 1994'teki "o muamele" çirkindi. Meclis'e de, siyasete de, o dönemin hükümetine de "itibar kazandırmadı." "O dönemde" bu işler "oy için yapıldı." Yapan iktidar sahipleri daha sonra "barajın altında kaldı."
"Kürt aydınların" bir başka söylemi: * Güneydoğu'da hava yumuşuyor, bir huzur ortamı doğuyordu. * Ama bir gün, bir bomba patladı. * 10 kişi öldü. * Faili bulunamadı. * Ya şimdi yine böyle bir bomba patlatılır ve girilmesi beklenen yeni süreç dinamitlenirse. * Ya yine karşılıklı intikam duyguları yükseltilirse. * Dış dinamikler de böyle bir atmosfer yaratırsa. "Bu söylemi" çok kişiden dinledik. Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı'dan da.
Fırat Anlı: * Türkiye içinden bazen çok ağır tehdit, eleştiri, uyarı alıyorum. * Bazen de çok olumlu tepkiler. * Diyarbakır valimizin yaklaşımları olağanüstü olumlu. * Bizim taraf, sizin taraf yok... Hepimiz aynı tarafız. * Ne olur birbirimize karşı önyargıları aşalım. * Bu kadar acı varken her şey bir anda düzelmez, biliyorum. * Aklı, duygunun önüne koyup, sorun çözme kültürünü geliştirelim. * Hepimiz aynı gemideyiz... AB olsun olmasın, kendi sorunumuzu kendimiz çözelim.
Güneydoğu'da "klasik bir söylem" vardır: - Devlet bize haksızlık yaptı... Devlet bize hizmet getirmedi. Yenişehir'in Kürt kökenli Belediye Başkanı Fırat Anlı dedi ki: - Bu söylem anlamını yitiriyor... Artık bırakalım.
|