| |
|
|
Fahir Aksoy!..
EVİMİN baş köşesinde çocuksu bir resim var, gelen gidenin hayran olduğu. Altında da Fahir Aksoy imzası.. Baba dostu, çok sevdiğim Fahir Aksoy'un bir resmine sahip olmak ne gurur.. Özdemir İnce'nin "Fahir Aksoy'dan haber var" başlıklı yazısını bir nefeste okudum. 94'e dayanmış yaşı.. Son yıllarında yerleştiği Erdek'te yaşıyor.. Sosyal Sigortalar maaşı ile (Üç otuz paradır, herkes bilir) geçinmeye çalışıyormuş.. "Prostat, ülser, kalp yetmezliği ile savaşıyorum" demiş Özdemir'e.. Yahu böyle bir ressam.. Resimleri altın değerinde.. Nerede bu ülkenin galericileri?.. Koleksiyoncuları?.. Resim severleri.. Fahir Aksoy satmazsa kim satar?.. Onun her eseri bir servet, sanatı geçin, yatırım için.. Bir de.. Hukuk komedimiz.. İkinci Dünya Savaşı ardından göç ediyorlar, Yugoslavya'dan Türkiye'ye.. Tito rejimi mallarını kendi hesabı ile devletleştirip, parasını Türk hükümetine yolluyor. 35 milyon dolar.. O zaman hem de nasıl servet.. Türk hükümeti 1948'de gelen bu paranın sahiplerini belirleme çalışmalarına başlıyor. Sıkı durun.. Şaka değil.. Gerçek.. Yıl 2006.. 58 yıl geçmiş aradan, Fahir Ağabey 94 yaşında hâlâ hissesine düşen parayı bekliyor, hükümet (Kaçıncı hükümet) araştırmayı bitirebilirse.. Onun yaşına ulaşamayanları düşünün.. Faizi ile bu para, Fahir Ağabey'in yedi sülalesini geçindirir. Oysa 100'e merdiven dayamış üstad böyle bir servet devlette yatarken, sürünüyor.. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın vicdanına kaldı iş yani!..
|