| |
|
|
Yapılmayanın da hesabı verilmeli
Yargıtay'ın kararı müthiş. Ayakta alkışlanması gereken bir karar. "Savcılar yazdıkları iddianameden yargı önünde sorumlu olacak." Aklına geleni, kulağına ulaşanı, ortalıkta dedikodusu yapılanı, siyasetçinin emrettiğini "iddianameye yaz" adamı karala, sonra bu iddiaların boş olduğu anlaşılsın, mahkemeden sonuç çıkmasın ama sen yazdığınla kal. Yok öyle şey. Bugün Türkiye'de masumiyeti, suçla alakasızlığı sonradan ortaya çıkmış kimi aydın, kimi, gazeteci, kimi işadamı, pek çok saygın kişi "çalakalem" hazırlanmış iddianamelerle "rezil" edildi. Sonrasında masumiyetleri ortaya çıktı ama kaç para. Şimdi buna bir müeyyide geldi. Bunlarla ilgili dava açılabilecek. "Ben yazayım. Mahkeme kanıtlasın. Kanıtlayamazsa bana ne" dönemi kapandı. Ama benzer bir kararın "bürokrasi" için de alınması lazım. Türkiye'de işler yürümüyor, çünkü bürokrasi "yapmadığı" işlerin hesabını vermiyor ama "yaptığı" işlerin hesabı soruluyor. Oysa bazen yapmamanın, yaptırmamanın ülkeye getirdiği maliyet, verdiği zarar çok daha fazla. Birisi memlekete yatırım yapacak. Bir bürokrat imzayı atmıyor. Yatırım olmuyor. İş alanı yaratılmıyor, ülke kazanamıyor. Ama yaptırmayandan hesap soran yok. Bunun da hesabının sorulması lazım. Yoksa ülkedeki bürokratik oligarşinin sonu gelmeyecek.
|