| |
Aptallara ölüm!
25 Ağustos 1944'te Paris'e ilk giren birliğin subaylarından Yüzbaşı Raymond Dronne'un aracına asılan pankartta "Aptallara ölüm!" yazıyordu. Bir-iki gün sonra o aracı General de Gaulle'e gösterdiler. Fransa'nın kurtarıcısı iç çekerek mırıldandı: "Onun için çok kapsamlı bir program gerekir" Sosyalist Parti lideri François Hollande ile iktidardaki Halkçı Hareket Birliği'nin (UMP) sözcüsü Patrik Deveciyan'ın "Ermeni soykırımını inkar yasası tasarısı"nın Fransız Ulusal Meclisi'nde yarın sonuçlandırılması için anlaştıkları haberi, bize General'in bu çok ünlü anekdotunu hatırlattı. Anlaşılan, aradan geçen 60 yılda Fransa'da aptalların sayısı azalacağına daha da artmış. Oylamaya sosyalistler hemen neredeyse tam kadro katılacaklarına, UMP'den en az 50-60 kabul oyu beklendiğine, merkez sağın diğer partisi Fransız Demokratlar Birliği (UDP) firesiz destek vereceğini açıkladığına göre, tasarının geçmesi hemen hemen kesinleşti. Tabii son anda kafalarına akıllarını başlarına getirecekbir taş düşmezse... Türkiye ve Türk kamuoyu için sınav ondan sonra başlayacak. Sağduyu ve sorumluluk sınavı. Haklıyken haksız duruma düşmeme sınavı. Doğrusu çeşitli sivil toplum örgütlerinden yapılan çağrılar ve öneriler bizde böyle bir tuzağa düşme olasılığının bulunduğu kaygısını uyandırdı. Çünkü akla gelen ilk "Misilleme", Fransız mallarını boykot kampanyası oldu. Tamam; Fransız şarabı ve şampanyası içilmesin, Fransız kazciğeri yenilmesin, Fransız parfümü kullanılmasınAma "boykot" ile kastedilen Türkiye'deki Fransız yatırımlarının ürünleriyse, bu tam anlamıyla "Harakiri" anlamına gelir. O fabrikalarda Türk hammaddesi kullanılıyor, Türk işçisi çalışıyor. O ürünler "Türk malı" olarak ihraç ediliyor. Böyle bir girişim zaten yüzde 10'u aşan işsizler ordusuna yeni birlikler eklemekten, binlerce kişiyi evine ekmek götüremeyecek duruma düşürmekten, Türkiye'nin ihracatını ve büyüme hızını düşürmekten başka bir sonuç vermez. Doğrusu Fransa'nın da pek derdi olmaz.
Fransa'nın canını yakmak Canımızı sıkan ikinci öneri AK Parti'li Yaşar Yakış'ın ve CHP'li Şükrü Elekdağ'ın çağrısı oldu: "Fransa o yasayı kabul ederse, biz de Türkiye'de kaçak çalışan 70 bin Ermeni'yi sınırdışı edelim." Sakın ha! Böyle bir gelişme Türkiye'yi hızla totalitarizme kayan Putin Rusya'sının konumuna düşürür. Malum o da, Gürcistan'ın casusluk yaptıkları iddiasıyla 4 Rus subayını tutuklamasına, Rusya'da Gürcü avıyla yanıt verdi. Hergün yüzlerce kaçak Gürcü yakalanıp kargo uçaklarıyla ülkelerine gönderiliyor, Gürcü işyerleri kapatılıyor Aklı başında Ruslar utançtan yerin dibine giriyorlar. Türkiye tam tersine hem kendi Ermeni vatandaşlarını gözü gibi korumalı, hem de komşu Ermenistan'a zarar vermekten kaçınmalı. Bu sütunlarda daha önce de belirttiğimiz gibi, Türkiye mutlaka Ermenistan Ermenileri ile diaspora Ermenileri arasında ayırım yapmak zorunda. Ermenistan Ermenileri'ni diasporanın pençesinden kurtarmanın tek çaresi bu. Peki, Türkiye Fransız parlamenterlerin aptallığına nasıl yanıt vermeli? Paris'in canını acıtacak, hatta yakacak çimdikler atarak. "Hard" değil "Soft" hamleler yaparak. Fransız Dış Ticaret Bakanlığı'na daha şimdiden kabus gördüren senaryoyu hayata geçirerek. Yani büyük ihaleleri Fransız firmalarının katılmasına izin vererek ama kazanmalarını önleyerek. Anadolu'daki deyimle, "Dereye kadar götürüp su içirmeden geri döndürerek." Fransızlar'ın ağızlarının suyunu akıtan 2 milyar dolarlık nükleer santral ihalesi harika bir başlangıç olabilir.
|