| |
5 N ve 1 K
Bu köşede dün yayınlanan "Gerçekler ve cesaret" başlıklı yazıyı kaleme aldığımız saatlerde Rusya'da gazeteciliğin temeli olan "5N+1K" kuralına tümüyle yanıt veren bir olay meydana geldi. Ne: Cinayet. Nerede: Moskova'da Lesnaya Sokağı No.5'teki apartman. Ne zaman: 7 Ekim Cumartesi, saat 15.30 civarı. Nasıl: Yakın mesafeden sıkılan 4 kurşunla. Neden: Kim: Anna Politkovskaya, 48 yaşında, gazeteci. "5 N"nin sonuncusunu boş bıraktık. Çünkü yanıtını bir-iki satırla özetlemek, kurbanın, meslektaşımızın anısına hakaret olur. Anna Politkovskaya araştırmacı gazeteciydi. Uzmanlık alanı hızla totalitarizme kayan Putin'in politikaları, yönetimdeki rüşvet çarklarıydı. Ama onlardan da önce "Rusya'nın utancı" dediği Çeçenistan savaşı. Belki 50 kez gitmişti Çeçenistan'a. Savaşın tüm taraflarını isim isim biliyordu. 2002'de Çeçen teröristlerin Moskova'daki kanlı tiyatro baskınında arabuluculuk yapanlardandı. 2004'te Beslan'da yüzlerce çocuğun rehin alındığı okul eyleminde de. Hatta o görev için Beslan'a giderken, "Birileri" onu susturmaya kalkışmıştı. Uçakta ikram edilen çayına zehir atarak. Öldürüldüğünde Rus güçlerinin Çeçenistan'da işkenceleriyle ilgili uzun bir yazıyı ya bitirmişti ya da bitirmek üzereydi. O yazının "Müsvette"sinden bir bölüm bugün yayınlanacak. Birçok saygın kurumun ödüllendirdiği Politkovskaya ardında epey kitap bıraktı: "Çeçenistan Günlüğü", "Putin'e Göre Rusya", "Cehenneme Yolculuk" gibi... "5N+1K"nın boş bıraktığımız "N"sinin, "Neden öldürüldüğü" sorusunun yanıtını öğrenmek için önsözünde "Bu kitaptan sonra artık hiç kimse insanlık suçuna dönüşen bu savaş için 'Bilmiyordum' mazeretine sığınamaz" uyarısı yapılan " Cehenneme Yolculuk "a göz atmak yeterli. Buyurun:
Çeçenistan notları "Bir Rus askeri, bir eve dayandı. Yaşı 70'e yakın bir kadın açtı kapıyı. Asker 'Bana bira ver' diye bağırdı. Kadın "Yok ki evladım' diye boynunu büktü. Asker silahını doğrultup 5 kez tetiğe bastı. Kadının yaşlı bedenine saplanan kurşunlar 5.45'likti. Tüm uluslararası anlaşmaların yasakladığı kalibredeki kurşunlar... Çeçenistan'a gönderilen birliklere tek kelimelik talimat veriliyor: ' Zatçistka'. Bu ' Temizlik' demek. Yani, ' Her şey serbest!' Onlar da gereğini yapıyorlar: İnsanları tarıyorlar, işkenceden geçiriyorlar, tecavüz ediyorlar, yağmalıyorlar, fidye için kaçırıyorlar, hatta ölüler için bile fidye istiyorlar. Aslında bu vahşetin arkasında savaştan beslenen, savaşın sürmesi için her yola başvuran Rus gizli servisi FSI'nin (eski KGB) görevlendirdiği Kremlin'in ölüm mangaları bulunuyor..." Böyle sürüp gidiyor -Beslan katliamından önce yazılmış-220 sayfalık kitap. Ve kehanet gibi bir soruyla noktalanıyor: "Bu kadar aşağılanan soylu ve gururlu bir halkın, bir gün kinini ve intikam ateşini korkunç acılarını görmezlikten gelenlere ihraç etmeye kalkışmayacağından kim emin olabilir?" Alacakaranlık kuşağındaki ülkelerde bu kadar cesur ve tepedekilerin sinirini bozan bir gazetecinin uzun ömürlü olması zaten mümkün değildi. Basın ödülleri dağıtan kuruluşların en sevdikleri sloganların birinde şöyle denir: "Gazetecilerin öldürüldüğü, ya da korku, yoksulluk/işsizlik, menfaat karşılığı susturulma koşullarından birini tercihe zorlandıkları yerde basın özgürlüğü olamaz." İyi ki Türkiye'de bunlar yok. İyi ki Türkiye alacakaranlık kuşağında yer almıyor. TCK 301'den açılan davalar mı? Başbakan'ın hakaret davaları mı? Şükredelim. Ya Rusya'da gazetecilik yapmak zorunda kalsaydık?
|