İslami mevsimselliğe göre program şart!
Enflasyon rakamları açıklandı. Piyasa beklentilerinin biraz üzerinde. Ay başında yazdığım gibi zam şampiyonları şaşırtmadı. Eğitim, gıda ve alkolsüz içecekler giyim ve ayakkabı. Eğitimin fırsat eşitliğine, mikro reformlara ihtiyacı var. Gıdada Ramazanın etkisi, sağlıkta kur artışının gecikmeli yansıması. Bunların hepsini anladık. Lokanta ve otellere, ev eşyasına ne olmuş? İki bayram arası düğün yapılmadığından genç nüfuslu ülkemizde mübarek Ramazan, otel, düğün salonu işletmecilerini, mobilyacıları farklı yönlendirmiş. Lokantaların da iftar davetlerine iyi hazırlandığı belli. İslami takvim ile miladi takvim arasındaki fark, tüketici fiyatlarında bu kadar belirgin bir değişiklik yarattığına göre İslami mevsimselliği ayırdedebilecek, fiyat hareketlerini buna uygun endeksleyecek programı da yapmamız lazım. Yoksa Para Politikası Kurulu gibi, 26 Eylül tarihli toplantının 3 Ekim'de yayınlanan özetinden aynen alıyorum; "Kurul üyeleri, önümüzdeki aylarda olası enflasyon dalgalanmalarına karşı kamuoyunun hazırlanmasının faydalı olacağını düşünmektedir." Aferin. Bu hazırlanmak da nasıl bir şeyse? Deprem paketi mi, ceset torbası mı lazım? Başka ne hazırlık yapalım? Dövize mi geçelim, forward mı çakalım?
Şaka gibi Merkez Bankası bünyesinde yapılan çalışmalar işlenmiş gıda ürünlerinde Ramazan ayında yüksek fiyat artışları gösteriyormuş. Hem de bravo. Bunun için çalışmaya değil yürümeye ihtiyacınız var. Yokuş yukarı 'Hal', Merkez Bankası'ndan 5 dakika. Baba parası harcamadan geçinmeye çalıştın mı, zincir marketlerden kredi kartı ile değil, halden, pazardan alışveriş yaptın mı bunlar hemen öğrenilir, kafaya girer. Bir de 'olası' lafına takıldım. Daha önce olasılıkla ilgili, riskle ilgili bir konu oldu mu onun istatistiki dağılımı verilirdi. Teknik kavram olarak literatürde 'Monte Carlo' dağılımı diye geçer. Monte Carlo'nun ünü de kumarhanelerinden gelir. Kumar kötü bir şeydir anladık da orta vadedeki enflasyon hakkında fikri olan Merkez Bankası'nın Para Kurulu, içinde yaşadığımız ayda beklenen gelişmeye 'olası' der mi? Olası da ne kadar olası? 30 gün sonrayı öngöremeyen Merkez Bankası'na kim inanır?
Kimin orta vadesi? Orta vade konusu da üzerinde tartışmaya değer. Orta vade kaç aydır? Birazdan geleceğim; özel sektör dış borçlanmasında 365 artı gün. Uluslararası piyasalarda ve IMF tasnifinde 3 ila 5 yıl. Merkez Bankası'nın orta vadesi nedir? Bankada çalışırken de sormuştum ama yanıtı aklımda kalmamış. KKDF'den kaçınan ithalatçının mı yanındasınız üstat Keynes'in mi? Eğer Türkiye'nin orta vadesi dünya ölçütünden kısaysa onların orta vadesinde hepimiz ölüyüz. Cevap size nasip olacak. Özel sektörün vadesi derken dış borç rakamları da açıklandı. Müjdeli, hayırlı haberler yolda. Kısa vadeli dış borçlanma hız kesmiş. İkinci 3 ayda toplam dış borçlar 7.6 milyar dolar artarken kısa vadeli borçlardaki artış sadece 2 milyar dolar. Tabiki hepsi özel sektörün dış borç artışı. Acil tehlike rasyosu kısa vadeli borçların toplam borca oranı yüzde 22.46'dan yüzde 22.58'e çıkmış. Kağıt üstünden bakınca 'artış durdu' denilebilinir. 'Sıcak para sorunu halledildi, artık paranın sıcağı girmiyor' der seviniriz. Yakında bakmışsın kısa vadeli borçları geri ödemeye bile başlamışız. Artık kur nereye giderse. İyi de YTL'de kayış kısa vadeye. Repo ve yatırım fonları vadeli mevduattan yiyor. Döviz tevdiat hesapları da yükselişte. Yeni dış borç rakamlarının açıklanmasına daha 3 ay var. Bakalım hangisi önce gelecek? Dış borç rakamlarının açıklanması mı Keynes mi?
|