kapat
   
03 Ekim 2006 Salı
 
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Asli Aydintasbas @ SABAH
SMS:
ASA yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Bu durumu nasıl yönetmeli?

Pazar gecesi TBMM'nin yeni açılış yılı resepsiyonunda, AK Partililerden bolcana alay işittik. "Bakın Cumhurbaşkanı'nın konuşması hiç de siz gazetecilerin yazdığı gibi sert değildi" diyordu üst düzey bir parti yöneticisi: "Umduğunuzu bulamadınız."
Geçen hafta komutanların üst üste yaptığı laiklik uyarıları konusunda da AK Parti'liler "Yok farz edersek sorun olmaz" havasıyla ısrarla "Geçen yılki konuşmaların aynısı" dediler.
Ancak bir şeyin varlığını inkar etmek, o meseleyi halletmiyor. Bir haftadır art arda Kara, Hava ve Deniz kuvvetleri komutanlarının dile getirdiği uyarılar, temel konularda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin rahatsızlıklarının dışavurumuydu. Filmin son perdesi, yani dün Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın konuşması ise, hem içerik hem de seçtiği hedefler açısından bu konuşmaların en kapsamlısı oldu.
Öncelikle kabul etmemiz gereken olgusal gerçek, Türkiye'de "yeni dönem" e girildiği, hükümet ve ordu arasında "yeni bir uzlaşma zemini yakalanmazsa", Çankaya seçimlerine kadar sürecek bu süreçte gerilim ve TSK'dan gelen yüksek perde uyarıların eksik olmayacağı.
Burada yapılması gereken bir başka tespit ise, hükümetin "kriz" olmasa da pek yakında "sürekli gerilim" noktasında gelişen bu durumu yönetmekte zorlandığı. Örneğin? Örneğin Başbakan Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos'tan hemen sonra yeni Genelkurmay Başkanı'na "Nedir irtica ve TSK'ya yönelik saldırılarla ilgili sıkıntınız? Elinizde kimlerin faaliyetleriyle ilgili bilgi var?" diye sorarak komutanların üslubunu bir ölçüde yumuşatabilirdi.
Ya da "İrtica vardır-yoktur" polemiğine girmek yerine, askerin hassasiyetlerine biraz daha empatik yaklaşabilirdi.
Oysa anlıyoruz ki, Başbakan Erdoğan'ın ABD'ye giderken uçağına aldığı gazetecilere "Türkiye'de irtica tehdidi yok" demesi, TSK içinde olumsuz algılandı. Muhtemelen Başbakan'ın uçaktaki "Bunu Büyükanıt Paşa'ya anlattım" sözleri ve ardından pazar gecesi Washington'daki bir konferansta "TSK anayasal tanımı dışına çıkamaz, Başbakan'a bağlı bir kurumdur" ifadeleri, Genelkurmay Başkanı'nın yapmayı planladığı konuşmanın üslubunu, bir perde daha sertleştirdi.
Belki de bu yüzden Tayyip Erdoğan'ın Beyaz Saray'a gitmek için hazırlandığı saatlerde, Genelkurmay başkanı Büyükanıt, ilk kez doğrudan Başbakan'ın bu ifadelerine cevap veren cümleler kullandı.
Bundan sonra ne olabilir? Öncelikle asker ve sivil yönetim arasında "kavramsal" bir senkronizasyon lazım. Türkiye'de irtica, ya da dini sömürü, var mı yok mu? Tehdit mi değil mi? Belli ki hükümetin "Yok, medya uyduruyor" sözü, askerle arasında gerilim noktası oluşturacak. İrtica konusunu tartışacak legal platformlar var. Bu yüzden öncelikle kavramlar üzerinde anlaşmak, konuşmak ve somut sonuçlar almak gerekiyor.
Bazı siyasi çevrelerde, "Toplum peşinde. Sokaktaki adamın irtica gündemi yok. Asker sürekli bu konuyu işleyerek hükümete yönelik sempatiyi artırıyor" yorumu yapılıyor. Kuşkusuz içinden geçtiğimiz dönem, 28 Şubat'tan, mevcut hükümet de Necmettin Erbakan'lı koalisyondan çok farklı. Komutanların irticaya yaptığı vurgu şu aşamada toplumsal destek bulmuyor.
Bir diğer ilginç durum, son dönemde AK Parti hükümetine mesafeli duran ABD ve Avrupa'nın, komutanlardan gelen bu sert uyarılar karşısında AK Parti'yi yeniden bağrına basmak ihtiyacını hissedeceği.
Kamuoyu derseniz... Terör konusunda askerin yanında hissediyor; ancak "sistemle çatışan parti" görüntüsünden de hızla rahatsız oluyor. Ancak irtica konusunda ikna olmuş değil.
Bu durumda çıkarılacak en önemli ders, "irtica vardır-yoktur" polemiğinin kimseye faydası olmadığı. Oturup konuşmak, ortak bir zemin yakalamak lazım. Zaten bunun için de yeterince platform mevcut...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Herkesin sorusu: Neler oluyor?   / 01-10-2006
 Bol mesajlı sıkışık hafta   / 28-09-2006
 Başbuğ ne dedi?   / 26-09-2006
 301 değişmez   / 21-09-2006
 Washington vize yeri mi?   / 19-09-2006
 Tanıdığım Oriana Fallaci...   / 17-09-2006
 DTP çağrısının anlamı   / 14-09-2006
 Söğüt'te neler oldu?   / 12-09-2006
 PKK oyununa gelmemek   / 10-09-2006
 İran, Amerika, Türkler ve okurlar   / 07-09-2006
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Bu durumu nasıl yönetmeli?
Pazar gecesi TBMM'nin yeni...
MUHARREM SARIKAYA
Var mı, yok mu?
Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar...
YAVUZ DONAT
"Son söylemlerin" kodları
Cumhurbaşkanı Sezer'in...
Otopsi öncesi nakle izin veren bilirkişi
Kürtajda ölen ve Adli Tıp'ın organ nakli yüzünden ölüm nedenini...
Kendi üniformanı kendin dik dönemi
Emniyet, 5 yılda bir yenilenen tören üniformalarını bu kez hazır...
En sıcak buluşma
En sıcak buluşma
Beyaz Saray'da bir saat olarak planlanan Erdoğan-Bush görüşmesi, ABD...
'İrtica tehlikesi vardır ve önlem alınmalıdır'
'İrtica tehlikesi vardır ve önlem alınmalıdır'
Başbakan'ın "İrtica tehdidi yok" sözlerine yanıt veren Orgeneral...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu