|
|
|
|
|
Batı'da İslam korkusu ve yabancı düşmanlığı artıyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün batıda İslam korkusu ve buna bağlı olarak gelişen yabancı düşmanlığının giderek güçlendiğini gördüklerini belirterek, ''Buna karşılık İslam dünyasında da haksızlığa uğradığı ve kuşatıldığı algısı ortaya çıkmıştır'' dedi.Erdoğan, Georgetown Üniversitesi'nde, ''Global Barış ve Adalet İçin Türkiye'nin Vizyonu'' konulu bir konuşma yaptı.
Küresel barış ve adalet için herkesin çaba göstermesi gerektiğini ifade eden
Başbakan Erdoğan, 11 Eylül sonrasında dünyada şiddet ve çatışma kültürünün daha salgın hale geldiğini söyledi.
20.
yüzyıla girerken hedefin küresel barış olduğunu, ancak bugün dünyanın küresel terör tehdidi altında bulunduğunu belirten Erdoğan, karşılıklı sevgi, saygı eksikliği ve ciddi bir iletişim kopukluğunun olduğunu ve nerede yanlış yapıldığının ciddiyetle düşünülmesi gerektiğini kaydetti.İletişim devriminin dünyayı birbirine yaklaştırdığını,ancak zihinsel olarak insanların neden ön yargılara kapılarak birbirinden uzaklaştığını soran Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Özellikle insanlığın hangi dinden olursa olsun, hangi etnik unsurdan olursa olsun bir araya gelerek, bunun üzerinde ciddi değerlendirmeler yapması gerekiyor. Dünyamızı ve hayatlarımızı köklü şekilde değiştiren iletişim devrimi farklı kültür ve coğrafyaları tarihte olmadığı kadar birbirine yaklaştırmış ve iç içe geçirmiştir.
Neden zihinsel olarak birbirimizden bu kadar uzaklaşıyoruz? Neden ön yargılarımızı büyütüyor, duygusal olarak birbirimize karşı adeta bir güç bileme durumuna giriyoruz. Küresel barış ve adaleti sağlayabilmek, tüm insanlığı daha yaşanabilir bir dünyaya kavuşturmak için bu soruların cevabını beraber aramak durumundayız.
İnançlar arası kutuplaşma, toplumsal adaletsizlik, bölgesel dengesizlikler, insan hakları ihlalleri , aşırılık, terörizm, kitle imha silahlarının yayılması, çevre kirliliği, açlık, fakirlik ve kötü yönetişim gibi birbiriyle bağlantılı sorunlarla ortak mücadelenin yollarını bulmalıyız. Artık küresel bir köyde yaşıyoruz. Bugün bu sorunların üstesinden gelebilmek ancak küresel bir işbirliğiyle mümkündür.''
'HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ'
Sorunların yaşandığı küreselleşme çağında, insanlığın 'kazananlar ve kaybedenler' diye ayrılmasının imkansız ve yanlış olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
''Zira hepimiz aynı gemideyiz. Ortak mücadele gerektiren son derece ciddi bir durumla karşı karşıya bulunuyoruz. Ya hep birlikte kazanacağız ya hep birlikte kaybedeceğiz.
Ne yazık ki bugün batıda İslam korkusu ve buna bağlı olarak gelişen yabancı düşmanlığının giderek güçlendiğini görüyoruz. Buna karşılık İslam dünyasında da haksızlığa uğradığı ve kuşatıldığı algısı ortaya çıkmıştır. Net söylemek istiyorum. Bu durumu küresel sorunlarla mücadelede ortak hareket etmesi gereken bizleri, birbirini ötekileştiren, dışlayan, karşı taraf konumuna getirme riski taşımaktadır.
Aramızdaki farklılıkları ön plana çıkarmış, barış içinde bir arada yaşamak için yapmamız gerekenleri ihmal etmiş bulunuyoruz. Hristiyan ve İslam toplumları arasındaki anlayış eksikliğine son dönemde aşırı uçların nefreti körükleyen beyan ve davranışları da eklenmiştir. Tabii ki bu durumu daha da zorlaştırmıştır. Bütün bunların dünya barışını tehdit ettiği, hepimizi sonu olmayan kısır döngüye çektiği açıktır. Bu gidişe dur demek için artık korkularımızın değil, umutlarımızın peşinden gitmeli, mantığı, sağduyuyu ve ortak aklı egemen kılmalıyız...''
Birbirimizin hassasiyetlerini gözetmek, özgürlükleri karşılıkları saygı çerçevesinde kullanmayı öğrenmek zorunda olunması gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Birbirimize karşı değil, birbirimizden güç alarak hareket etmeyi öğrenmek zorundayız'' dedi.Erdoğan, bu doğrultuda İspanya Başbakanı Zapetero ile Medeniyetler İttifakı girişimini yürüttüklerini söyledi.
Burada amaçlarının farklı kültürler arakındaki ortak evrensel değerleri ortaya çıkararak, kapsamlı bir işbirliğini gerçekleştirmek istediklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
''Biz medeniyetler arasında bir hiyerarşi olmadığını, her toplumun tarih boyunca insanlığın gelişimine ve evrensel değerlere kendi özgün katkısını yaptığını savunuyoruz. Bugün ulaştığımız medeniyet düzeyi, farklı kültür ve dinlerin birbirleriyle sürekli etkileşimi sonucu ortaya çıkmıştır ve tüm insanların ortak ürünüdür. Aramızdaki farklılıkları ortak medeniyetimizi zenginleştiren unsurlar olarak görüyor, bunların korunması gerektiğini düşünüyoruz. Farlılıklarımız, 'öteki' diye dışlamamıza sebep olmamalıdır...''
|