|
 |
 |
 |
|
 |
|
  |
|
İrticai taban genişletiliyor
Sezer, Meclis'te son kez konuştu ve irtica tehlikesini ısrarla vurgulayıp devlet organlarına yetki kullanma çağrısı yaptı.
İRTİCA: Türkiye'de irtica yok diyenler nereden nereye geldiğimize baksın. İrtica tabanı giderek genişletiliyor.
ATANMIŞLAR: Devletin ve rejimin sürdürülebilmesi için seçilmişler kadar atanmışların da görevi vardır.
LAİKLİK: Anayasamıza göre gerekirse laik cumhuriyeti korumak için temel hak ve özgürlükler sınırlanabilir.
Sezer: İrticai taban giderek genişletiliyor
Cumhurbaşkanı Sezer, Meclis'teki son konuşmasında irticai tehdide ağırlık verdi, "İrticai tehdidi yeterince algılamayanlar, son 20 yılda yaşananları üst üste koyup birlikte değerlendirsinler" dedi.
Yeni yasama yılının açılışında son kez milletvekillerine seslenen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, laiklik ve irtica konularında sert uyarılar yaptı. Kamuoyunda merakla beklenen konuşma, birkaç haftadır TSK'da üst düzey komutanların yaptığı açıklamalarla paralel, Başbakan'ın ABD'ye giderken uçakta yaptığı "Türkiye'de irtica tehdidi yoktur" açıklamalarıyla ise taban tabana zıttı. Sezer'in geçen yıla göre daha sertleştirdiği konuşması özetle şöyle:
ERDOĞAN'A YANIT: Türkiye, ülke bütünlüğüne, ulusal birliğe ve siyasal rejime yönelik çok boyutlu ve giderek artan iç ve dış tehdit ve risklerle karşı karşıyadır... Cumhuriyet'in kuruluşundan beri var olan, bugün de etkinliğini artırarak sürdüren irtica tehlikesi vardır. Türkiye'de irticai tehdidi yeterince algılayamayanların, son yirmi yılda yaşanan olayları üst üste koyup birlikte değerlendirmesi, Türkiye'deki toplumsal ve bireysel yaşamın nereden nereye geldiğini iyi çözümlemesi gerekmektedir.
İRTİCA
TABANI: İrticai tehdidin, devletin temel niteliklerini değiştirme hedefinden sapmadığı gözlenmektedir. Bu çerçevede, Cumhuriyet'in kazanımlarının ortadan kaldırılması, laiklik kavramının çeşitli biçimlerde yorumlanarak içinin boşaltılması, irticai tabanın giderek genişletilmesi, kadrolaşma ve dini bireysellikten çıkararak toplumsallaştırma ve siyasete yansıtma çabalarının yoğunlaşmasının, toplumda gerginliği artırdığı dikkat çekmektedir. İrticai tehdide karşı savaşımın kilit taşı laikliktir.
* SİYASİ AMAÇLI KULLANMAYIN: İrtica ile savaşımda, Cumhuriyetin laik yapısının korunması, dinin, din duygularının ve dince kutsal sayılan değerlerin siyasal amaçlı olarak kötüye kullanılmasının önlenmesi, toplumun bu yönde bilinçlendirilmesi, Devrim Yasaları'nın ödünsüz uygulanması ve devlet organlarının yetkilerini duraksamaya düşmeden etkin biçimde kullanmaları zorunludur.
* TARİKAT UYARISI: İlköğretimde, çocuklara denetimsiz ortamlarda bilim dışı, mistik ve dogmatik kimi bilgiler aşılanmasına duyarsız kalınması, bu niyetle hareket eden kişi ya da kurumların, caydırıcılığı azaltacak yaptırımlarla cesaretlendirilmeleri son derece tehlikelidir.
* TSK REJİMİN GÜVENCESİ: TSK, ülkemizin ve siyasal rejimimizin varlığının ve sürekliliğinin güvencesidir. TSK'nın, Anayasa'da ve yasalarda belirlenmiş görev ve sorumluluklarını yerine getirecek biçimde güçlü olmasına, hükümetler ve parlamentolarımız önem vermiş ve özen göstermiştir. Ordumuzun saygınlığının korunmasını ve siyaset üstü tutulmalıdır.
* ATANMIŞLAR DA VAZGEÇİLMEZ: Anayasa'da yargıya, gücü elinde bulunduran erklere karşı bir denge öğesi olma işlevi yüklenmiştir... Unutulmaması gereken şey, devletin ve rejimin sürdürülebilmesi için, seçilmişler kadar atanmışların da görevi, sorumluluğu ve vazgeçilmez önemi olduğudur.
* YARGIDA SİYASALLAŞMA: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun oluşumunda, Adalet Bakanı ve Müsteşarın olması yargı bağımsızlığını zedeliyor... Yasama ve yürütme organlarının da yargının siyasallaştırılmasından özenle kaçınmaları gerekir.
* SEÇİM BARAJI ZORUNLU: Yönetimde istikrar, oyların siyasal partiler arasında aşırı bölünerek TBMM'ye yansımasının yaratacağı istikrarsızlığı önler. Bu ilkenin yaşama geçirilmesinde, siyasal partilerin tümünün Meclis'te temsilci bulundurması da savunulamaz.
* ARINÇ'A LAİKLİK YANITI: Anayasada, laikliğin işlevsel tanımı yapılmıştır. Anayasa'da, laikliğin tanımını aramak yerine, nasıl bir laikliğin öngörüldüğüne bakmak gerekir. Laiklik ilkesi gereği kutsal din duygularının devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı belirtilmiştir. Bu tanıma göre laiklik, dinin, sosyal, siyasal ve hukuksal bir güç ve düzenleyici olmasını önleyen temel ilkedir. Anayasaya göre özgürlüklerin laik Cumhuriyet'i zedeleyecek biçimde kötüye kullanılması önlenmiş, gerekirse laik Cumhuriyet'i korumak için temel hakların sınırlandırılabileceği kabul edilmiştir.
* TÜRK ULUSU: Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Ulusu denir. Anayasa'daki ulusçuluk anlayışı, ırksal ve dinsel öğelere dayanmaz. Tüm yurttaşların Türk Ulusu olarak adlandırılması, etnik kökenli yurttaşların 'azınlık' durumuna düşmesini önler.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
