|
|
|
|
|
ABD'den bir jest bekliyoruz
|
|
Amerika gezisinin ve Başkan Bush'la yapacağı görüşmenin genel gündemini de soruyoruz. Başbakan yanıtlıyor: "ABD gezisinde PKK, Lübnan, Irak, enerji konuları var. Kıbrıs var. İran'ı onlar gündeme getireceklerdir. Kıbrıs'ta herkese şunu anlatmaya çalışıyoruz: İzolasyonlar kalkmadan havaalanları ve limanları açamayacağımızı anlatıyoruz." Özel merak konumu gündeme getiriyorum. "1 Mart tezkeresinden önce nitelikli sanayi bölgeleri QIZ) söz konusuydu. Daha sonra unutuldu. Kaynadı. Nitelikli sanayi bölgeleri konusu gündeme gelecek mi? Sanayicilerimizin Ürdün, Mısır gibi ülkelere gitmesinin önünü bununla kesebiliriz" diyorum. Yanıtlıyor:
"O zaman Kongre'den geçmedi diye bir şeyler söylendi ama bunu kesinlikle gündeme getireceğim. ABD yönetiminden bir jest bekliyoruz. Jest diyorlardı. Burada illa tekstilin olması şart değil. Üzerinde mutabık kalacağımız kalemlerde, mesela yan sanayi ürünlerinde olabilir." AB ile ilişkilerde bir duraklama sürecine girildiğini söylüyor ve soruyoruz, "AB konusu unutuldu mu, yoksa ümidi kestiğiniz için mi geri plana düştü?" "Düşmedi. Düşer mi. Tam aksine" diyor ve anlatıyor: "Finlandiya Başbakanını davet ettim. Sarkozy'yi aradım bu akşam. 12 Ekim'de Fransa meclisine getirilecek soykırım meselesini konuştuk." Lafını kesiyoruz ve Hollanda'da milletvekili adaylığı iptal edilen üç Türk adayı soruyoruz.
SEZER'LE GÖRÜŞMELER "Bizim de medyamızın da eksik yanlarımız oldu. Üç arkadaşı destekleme kampanyaları yapabilirdik. Yapmalıydık. Siz de basın olarak daha fazla sahip çıkabilirdiniz. Ben dönünce o parti başkanını arayacağım. Görüyorsunuz işte bize 301 diyorlar, onlarda ne 301'ler var." "Sayın Cumhurbaşkanı ile de Genelkurmay Başkanına söylediklerinizi konuştunuz mu?" diyoruz. "Hayır o konulara girmedik. Her hafta sayın Cumhurbaşkanı'na ekonomide ne yaptık, nerelerde açılışlar yaptık, onları anlatıyorum." Cumhurbaşkanı ile görüşmeleri genelde 45 dakika civarında sürüyormuş. Cumhurbaşkanı Başbakan'a "Sayın Erdoğan" veya bazen "Sayın Başbakan" diyormuş. Başbakan ise "Sayın Cumhurbaşkanım" diye hitap ediyormuş. Kahve ve su ikram ediliyormuş. Açılışlara ve çeşitli törenlere Cumhurbaşkanı'nı davet edip etmediğini merak ediyoruz. "Aslında ben katılmasını isterim. En son Antalya'daki törenlere davet ettim. Türk Dünyası kurultayına gelemediler. Kasım ayında Cumhurbaşkanının himayelerinde Türkçe konuşan ülkeler toplantısı yapılacak. Katılımcılar hemen hemen aynı. Herhalde bunun için Antalya'ya katılmadılar. Bu benim himayemde yapılmıştı. Yapılacak olanın ev sahibi ise Sayın Cumhurbaşkanı." Konu Türk Dünyası Kurultayı'na gelince önemli soru MHP ile yarışıp yarışmadıkları. Gülerek espriyi patlatıyor: "Bir demir daha dövdürelim. Seneye Bakü'de yapacağız."
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|