AK Parti İstanbul-İTO gerginliği
Siyasetin merkezi Ankara da olsa, nabzı İstanbul'da atıyor. Bu nedenle de partilerin İstanbul'daki örgütleri siyasetin geleceği açısından barometre görevi görüyor ve bir anlamda genel siyasetin geleceğini belirliyor. Bu belirleyici özellik bir çok parti için geçerli ama İstanbul'da doğan ve tek başına iktidara gelen AK Parti için çok daha geçerli. Tepe kadrosunun büyük çoğunluğu İstanbul kökenli AK Parti'nin İstanbul teşkilatı bu açıdan hassasiyetle izleniyor. Toplumla ilişkileri iyi mi? Teşkilatlar arası dayanışma var mı? Ve belki de en önemlisi "büyük kongre"ye giden süreçte "aykırı sesler" çıkıyor mu? AK Parti İstanbul İl teşkilatı, İl kongresini yaptıktan sonra başkanı değişmese de yönetim ve yürütme kurulu büyük oranda yenilendi. Peki yeni yönetim ve yürütme kurulunda işler nasıl gidiyor? Bir çok şey söylense de son günlerde parti içi "derin" kulislerde en çok iki önemli ismin ilginç tartışması konuşuluyor. İsimlerden biri İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş, diğeri de AK Parti İstanbul'un eski yönetim kurulu üyesi şimdiki İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş. Her iki isim de partinin İstanbul'daki geleceği açısından kritik öneme sahip. Biri genel başkanın çok yakınında. Diğeri de hem ticaret dünyasının nabzını tutuyor, hem de ileriye yönelik beklentileri temsil ediyor. Şimdi gelelim tartışmaya... Denilenlere göre, İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş, yaklaşık bir ay önce katıldığı il yönetimi toplantısında ilginç ve bir o kadar da sert bir konuşma yaptı. İl yönetiminin "misafir konuşmacısı" direkt olarak Murat Yalçıntaş'ı hedef alıyordu ve dedikleri çok çarpıcıydı. Ataş, konuşmasında bir sivil toplum örgütü olarak İstanbul Ticaret Odası'nın yeterli performansı göstermediğini, medyada istenilen biçimde yer almadığını ve dahası "başarısız" olduğunu dile getiriyordu. Bu açıklamalara il yönetiminden birkaç kişinin onay vermesi, teşkilatlarda tam anlamıyla soğuk duş etkisi yarattı. Çünkü sözün sahibi sıradan biri değil, başbakana yakın ve Seçim Koordinasyon Merkezi başkanlığı yapacak kadar da etkili biriydi. Bir partili şöyle diyor: "O konuşuyorsa sadece kendi adına konuşmaz." İşte bu yaklaşım, eleştirilerin teşkilatlara dalga dalga yayılmasına ve her yerde konuşulmasına neden oldu. Aslında AK Parti il yönetiminde parti içi tartışmalar, eleştiriler her zaman oluyordu ve pek de yankılanmıyordu. Ancak bu kez isimler ilginç olunca yankısı da büyük oldu. Yankısı büyük eleştirilere Yalçıntaş'ın cevabı da uzun sürmedi. Çok değil, bir hafta sonra aynı koltukta bu kez Murat Yalçıntaş oturuyordu. Bir sivil toplum örgütü başkanı olan Yalçıntaş'ın bizzat AK Parti İstanbul İl merkezi gibi "siyasi bir mekan"a gelmesi ise ayrı bir tartışma konusuydu. İstanbul'un en önemli sivil toplum örgütü İTO'ya yeni bir anlayış, yeni bir yaklaşım getirmeye çalışan Yalçıntaş, biraz da kırgın bir biçimde uzun uzun medyada nasıl yer aldığını, neler yaptığını anlattı. Ne var ki, onun cevabı Ataş'ın konuşmasından güç alan bazı il yönetim kurulu üyelerini tatmin etmeye yetmedi. Hatta bir kaçı söz alarak benzer eleştirileri yinelediler. "Sizi medyada göremiyoruz. Sinan Aygün çok daha baskın. Bizim teşkilatlarımız sizin için her şeyi yaptı ama siz onlara sahip çıkmadınız." Denilenlere göre bu ağır eleştiriler karşısında Yalçıntaş şaşırsa da cevabı sert oldu: "Benim tavrım bu. İşinize gelirse!" Şimdi AK Parti kulisleri, bizzat il başkanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu'nun önünde yaşanan bu tartışmanın nasıl bir seyir izleyeceğini konuşuyor. Biz de o seyri izlemeye devam edeceğiz.
|