|
|
|
|
|
Türk Kuran'ın ardından koşuyor, ama anlamıyor!
Ora. Karahanoğlu, ilk dersinin ikinci bölümünü laikliğe ayırdı. Sinevizyonla yeşil bayraklı ve sarıklıların fotoğrafları gösterilirken konuşmasını sürdüren Karahanoğlu, Kuran'ın ve ezanın Türkçe olmasının, anlaşılır olmasını sağlayacağını söyledi. Tarih boyunca tüm devrimcilerin din ve gerçek dindarlarla değil, cemaatler, tarikatlar ve dinciler ile karşı karşıya geldiğini kaydeden Karahanoğlu, Atatürk'ün İslam dininin zamanla özünden uzaklaştığını, birçok yabancı ögenin yorum ve boş inançlar olarak dinin içine girdiğini tespit ettiğini, çağdaş olmanın inançsızlıkla hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirttiğini anlattı. Atatürk'ün "Türk, Kuran'ın arkasından koşuyor, fakat onun ne dediğini anlamıyor. Benim maskadım, arkasından koştuğu kitapta ne olduğunu anlasın" dediğini kaydeden Karahanoğlu, Müslüman Türk halkının Kuran'ı kendi diliyle okuyup anlama olanağına ancak Atatürk ve laik Cumhuriyet rejimi sayesinde kavuştuğunu belirtti.
TÜRKÇE
EZAN ÖDÜNÜ Karahanoğlu, "Türkçe ezan, gene aynı ortamda gerçekleşti. Ama çok partili siyasal sisteme geçildikten sonra karşı devrimcilere verilen bir ödün olarak ortadan kalktı'' dedi. Karahanoğlu, şöyle devam etti: "Laiklik 'Ben gidiyorum' demez. Hele bugün, fertlerin dinden esinlenen duygu ve düşüncelerinin siyasete yansımasını normal bir durum, sosyolojik bir olgu olarak gören bir zihniyetin de etkisiyle laiklik karşıtlarının güç kazandığını ve laikliğin yavaş yavaş yıpratıldığını görmenin bizleri düşündürmesi gerektiği kanaatindeyim.''
|