Artık hazır olsun
F.Bahçe'yi eleştireyim diye bilgisayarın başına oturdum ama "Bir tek Fenerbahçeli'nin olmadığı 90 Dakika bunu daha iyi yapar" diye vazgeçtim. Şaka bir yana, NTV'de F.Bahçe'nin acımasızca eleştirilmesine ve bir tek kişi tarafından savunulmamasına ne kadar tahammül edebiliriz bilmiyorum. Rıdvan Dilmen'i tek bir sözü nedeniyle idam edenler, bu programda F.Bahçe'nin aleyhine olan her konuyu ele almaya bayılıyorlar. Dediğim gibi, bir Beşiktaşlı ile G.Saraylı'nın sohbetine dönen programda F.Bahçe hedef tahtasına dönüyor. 90 Dakika bu anlamda gerçekten bir ekran klasiği haline geliyor! Bu durumu düzeltmek için en kısa zamanda önde gelen bir Fenerbahçeli spor yazarının programa monte edilmesinde bence yarar var. Neyse, dönelim Fenerbahçe'ye... Kabul etmek gerekir ki, F.Bahçe mehter takımı hızıyla oynuyor. Kalesinden rakip ceza sahasına varmasını beklerken insan yaşlanıyor. Top rakip kaleye, sadece Rüştü'nün degajlarında hızlı gidiyor. Topu rakibe en hızlı teslim eden kaleci sıralaması yapılsa Rüştü birinci olur. Kaleciliğineyse elbette diyeceğimiz bir şey yok. Israrla söylüyorum, F.Bahçe'nin şu anda ligdeki sıralaması doğru bir gösterge değil. Çünkü takım henüz ilk sekizde bulunan hiçbir rakiple karşılaşmadı. F.Bahçe'nin gerçek gücünü, geçen sene 5 yediği V.Manisa, G.Saray, Beşiktaş ve Trabzon maçları ortaya koyacak. Bunlardan özellikle Manisa, G.Saray ve Trabzon'un F.Bahçe'den daha hızlı top oynamasına şimdilik sadece dikkat çekiyorum. Takımın defansı arızalı ve Zico ısrarla bu gerçeği görmek istemiyor. Maçtan sonraki basın toplantısını okuyunca "Biz başka maç mı izledik?" kaygısına düştüm. Zico burada da yanlış yapıyor. Gerçekleri taraftarıyla paylaşmalı, yanlışları itiraf etmeli. Bu takımın defanstaki göbeğine iyi demek için Brezilyalı hoca olmak gerek herhalde.
BU TAKIM UEFA'YI ALAMAZ Gol sonrası sevinç gösterileri takımın kaynaştığını gösteriyor ama bu kaynaşmayı henüz maç içerisinde göremiyoruz. Milli maç arasından sonra daha farklı bir Fenerbahçe izleyeceğimize inanmak istiyorum. Takımın forveti iyi ama rakip ceza alanında çoğalma ve kanatları etkili kullanma sorunu var. Deivid'in ilerleyen haftalarda gerçek kalitesini ortaya koyacağı kesin. Hırsı, zekası ve son vuruşlarıyla farklı bir futbolcu olduğunu gösteriyor. Bu tablo karşısında takımın ateşleyicisi olmak görevi Tuncay'a düşüyor. Tuncay'ın bu rolü başarıyla oynayacağını biliyorum. Son olarak şu noktaya değineyim, gerçekçi olmakta yarar var. Bu takım UEFA Kupası'nı alacak çapta değil. Üzücü ama gerçek bu.
|