kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Esir subayın gözüyle savaş
Esir subayın gözüyle savaş

Kurtuluş Savaşı yıllarında Türklere esir düşen Yunanlı bir pilot yüzbaşının anıları, savaşın acımasızlığıyla birlikte politikacıların bencilliklerini de gözler önüne seriyor. Meçhul yazar, kitapta Atatürk'e hayranlığını da dile getiriyor.

Türkiye için Kurtuluş Savaşı'nı, Yunanistan için Küçük Asya Felâketi'ni oluşturan, Anadolu'nun Batılı ordular tarafından işgâline yol açan 'büyük savaş' Türkiye'de de Yunanistan'da da hâlâ dillere destan. Bu 'büyük savaş' ile ilgili olarak belgelere ve ifadelere dayanan binlerce kitap yazıldı. Atina'nın Beyazıt'taki 'Sahafla'ını anımsatan Monastiraki'deki eski kitapçıların tozlu raflarında bulunan bir kitap da 82 yıl kayıplar arasındaydı. Esaret Günleri adlı kitap, 1923'te yazılmış, 1924'te basılmış, ancak hemen ardından yasaklanarak toplatılmıştı. V. K. isimli meçhul bir yazarın imzasını taşıyan bu kitap, 1922'de Yunan ordusunun Anadolu seferini kaleme alıyor. Sahafta bulunan ve toplatılmaktan 'kurtulan' yegâne kitap olduğu için çok değerli olan kitap, yeniden basılarak piyasaya sürüldü. Kitapta, Yunan ordularının Anadolu seferinde bir pilot yüzbaşının keşif uçuşu sırasında uçağının arızalanmasıyla düşmesi ve kendisine göre 'düşman' olan Türkler tarafından esir alınması anlatılıyor.

İKİ YILLIK ESARET
Kitap birinci tekil şahısta yazılmış. Pilot, V. K'nın yaklaşık iki yıl süren esaret günlerinde gördüklerini anlatan kitapta diğer esir Yunan askerleriyle esir düştüğü Türk subay ve ağalarıyla sohbetleri, esir kamplarındaki yaşamı dile geliyor. Yazar, savaşın acımasızlığı ve insanlığın çaresizliğini, politikacıların hırsıyla yaşanan felâketlerin insanları nasıl etkilediğini ustalıkla kaleme almış. Aydın bir kişiliğe sahip olduğu anlaşılan yazarın Yunan ordularına "Hedefiniz Ankara.." emrini vererek Atina'da iktidara gelen yeni kral yönetimine karşı duyduğu kin ve nefretin, 'doğal düşman' olarak gördüğü Türklere oranla çok daha fazla olduğu gözleniyor. Kitabı yeniden keşfeden Kastanyotis Yayınevi'nin uzun araştırmaları sonucunda, esir subayın esaret günlerinde kaleme aldığı notların, Markos Avgeris (1884-1973) adlı sol eğilimli ve kraliyet düşmanı Yunanlı bir yazar tarafından derlenerek ilk kez 1923'te yayınlandığı ortaya çıkartıldı. Ancak Avgeris'in, esir subayın kraliyet yönetimine duyduğu kin ve nefretin kendi siyasi görüşleriyle aynı doğrultuda olduğuna kanaat getirdikten sonra yayınladığı bu kitap, ikinci baskıya girmesine rağmen kraliyet yönetimi tarafından 1924'te yasaklanarak toplatıldı. Çünkü İzmir'e Yunan ordularını ilk çıkartan ve orduların Ankara'ya yürümesine şiddetle karşı çıkan Venizelos taraftarı olan subayın not defterinde o dönem için cesaret isteyen eleştiriler bulunuyor; "Venizelos'a Küçük Asya'ya (Anadolu'ya) asker gönderdi, diye acımasızca muhalefet yapan Kralcılar, Yunan askerini ana vatana çekecekleri vaadiyle iktidara geldiklerinde, değil Yunan askerini geri çekmek ve savaşa son vermek, Batılı güçlerin de itirazlarını duymazdan gelerek İzmir'den 500 kilometre içerde bulunan Ankara'ya yollamışlardı. Kazanılmış bir savaşın hüsranla sonuçlanmasından Kralcılar sorumludur." Esir subay, Esaret Günleri adı altında tuttuğu notlarında; 1920'de Yunan ordusu Uşak yakınlarına geldiği bir dönemde, iki motorlu uçağıyla 'düşman cephelerini gözetleme' göreviyle keşif uçuşu yaparken motorunun arızalanması sonucunda Türk tarafına düşmesiyle başlayan iki yıllık macerasında 'Kemal' olarak tanımladığı Mustafa Kemal'e bağlı ordu mensuplarıyla başı boş çeteler arasında derin bir çizgi çiziyor.

ÇETELERİN ZULMÜ
Yunan askerleri esir düştüklerinde; Atatürk'ün ordusuna mensup subaylarla iletişim kurmayı tercih ettiklerini ve 'başı boş' ve 'yağmacılıktan başka bir şey düşünmeyen yırtıcılar' olarak tanımladığı çetelerin eline düşmemeye çalıştıklarını anlatan V. K. "Esir düşen Yunan askerlerini hırpalayan, rezil eden, soyan ve insanlık dışı muamele ettikten sonra çoğu kez kafa kesen çete mensuplarıyla resmi Türk askerleri arasında dağlar kadar fark gördüğünü," yazıyor. V. K. not defterinin ilk bölümünde, Yunan ordularının tüm Ege kıyılarına hâkim olduğu bir dönemde esir düştüğünde, halkın ve askerlerin onlara nasıl özen gösterdiklerini de anlatıyor: "Kayseri esir kampında, Yunanlı esirlerden sorumlu Arif Ağa'nın çetrefilli davranışlarına karşı, hanımı son derece duygusaldı. Arif Ağa, bizi bir keresinde evine davet ettiğinde, hanımı bize kendi elleriyle yemekler yaptı ve hasretini çektiğimiz kahveler pişirdi. Ağanın hanımı, bir keresinde de kaçmak isteyen bir Yunan askerini öldürmek isteyen Arif Ağa'yı önlemiş ve biz esirleri her defasında insanlık adına korumuştu.

Stelyo BERBERAKİS

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 En süper model
 İftarın lezzetli adresleri
 Yangınlar ondan soruluyor
 Japon gençten haber alınamıyor
 Ringin prensesleri göz kamaştırıyor
 Ankaralılar kısa ilişki peşinde Osmaniyeliler evlilik
 Modern hippi: Kate Hudson
 Kendini tamir eden çanta
 Oyunu bozdu ama hayata döndü
 Likya medeniyetinin izleri
 Cennetteki 'rock&roll' ruhu
 Pandalar da bunalıma girer
 Depresyon hapları ne kadar etkili?
 'Küçük şarkıcıların' kusursuz yönetmeni
 'Sürgün yılları acı doluydu'
 Mozart'la dalgaları aşmak...
 Gerçek harikalar diyarı
 Zamanı durduran atölye
 İstanbul'u saran bayraklar
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
FİLİZ AKIN
Kanser hakkında önemli bir kongre
Kanser nedir?...
ALİ POYRAZOĞLU
Kapının arkasında ne var?
Yurttaşların seslerini...
Müzede lezzetli eserler de var
Sanatseverler yalnız sergiler için değil yemekleri ve manzarası için de sık sık...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.