35, 70... 50, 60...
"Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün." Bilmeyen yoktur bu dizeleri.
Yaş otuz beş, yolun yarısı... Yolun tamamı kaç demek ki? 70. Yolun tamamına varmış mıdır, bu dizeleri yazan Cahit Sıtkı?
Yormayayım sizi... 46'sında vefat etti. Bilemezdi tabii ki, bu dizeleri yazarken, yolun tamamına varıp varamayacağını. Ama şunu biliyordu en azından... Dante de 70'ini göremedi. 56'sında gitti. Peki o halde, neden, otuz beş yaş, Dante'nin ömrünün ortası? Var mı bilen?
Bir başka Cahit'e bakalım... Külebi olanına. "İzmir'in denizi kız, kızı deniz, sokakları hem kız hem deniz kokar..." Böyle demiş. Bilmeyen yoktur...
İzmirli midir Cahit?
Hayır, amacım ukalalık etmek değil. Çok anlamam aslında, edebiyattan. Şunun için soruyorum bu soruları... Diyor ki öğretmen okurlarım, "eğitim yılı başladı, sınıflarda 50'şer 60'şar öğrenci var, sen bir satır bile yazmadın bu sorunla ilgili olarak."
Onun için soruyorum bu soruları... "Düşünmediğimiz" soruları. Dikkat edin, bazı şeyleri şak diye biliyoruz, papağan gibi tekrar edebiliyoruz... Ama "neden" olduğunu bilmiyoruz. Çocuklara, öküzlerin sindirim sisteminden, trigonometrinin akla ziyan formüllerine kadar... "Bana ne birader" dedirten her şeyi ezberletiyoruz. Ölü kıçına pamuk tıkar gibi, bilgi sokmaya çalışıyoruz gencecik beyinlere. Bir tek neyi öğretmiyoruz? Düşünmeyi...
Onun için sınıflar 50'şer 60'şar kişi... Onun için öğretmen maaşları yerlerde... Yalapşap eğitimin sonucudur bu. "Ezber"in kaçınılmaz hezimetidir. Çünkü ne nüfustur asıl sorun... Ne de ülkenin gariban olması... Düşünmeyi öğretmiyoruz okullarda. Temel sorun budur.
Onun için, gelişmiş ülke insanlarından hiçbir eksiği olmayan... Hatta daha zeki bile olduğunu iddia edebileceğim bir millet, moron gibi geziyor ortalıkta. Onun için, en kral diplomayı "ezberle" alan gençler işsiz gezerken... "Biraz düşünmeyi beceren" ilkokul mezunları, kafayı çalıştırdığı için, holding sahibi olabiliyor.
İstisnaları ayrı tutarak söylüyorum... Öğretmenlerin çoğunluğu, "ne yapalım, müfredat böyle" kolaycılığına kaçacağına, "sıfır lira" maliyeti olan "düşünmeyi" öğretseydi bunca yıldır... O kalabalık sınıflarda oturanlardan birileri, düşünür, sorunları çözmenin yolunu, bulamadığımız cevapları bulmayı başarırdı elbet.
Ağlamayın kardeşim. Düşünmeyi öğretin. Düşünmeyi öğretirseniz eğer... Hiç olmazsa, emekliliğinizde refah bir ülkede yaşarsınız.
|