|
|
Dayak kötüdür dürüstlük iyidir
Bundan önceki aldatılmalarımda birazcık toydum. Kontrolü kaybedip daha çok ağlamak, köşelerde sızlanmak ve "Nasıl, nasıl, bunu bana nasıl yaparsın?" soruları ile meşgul oldum. Ama şimdi başıma gelse (ki Allah'ım ne olur gelmesin) büyük bir ihtimalle zat-ı şahanelerini döverim, tırmalarım ve fiziksel olarak canını yakmaya çalışırım. Şimdi ben bunu söyleyince doğal geliyor. Ama bir erkek, hem de televizyonda bunu söyleyince bir anda feminist tarafımız kabarıyor. Show TV'de yayınlanan 'Bunu Yayında Söyle' programında format biraz tuhaflaşınca programın sunucuları kendilerini attılar ortaya. Aslında programın yola çıkış fikri çok güzel. Bir programın yayına girmeden önceki 1.5 saatlik bölümünü ekrana yansıtıp, izleyiciye konukların yayın dışı yüzlerini gösterme amacını taşıyorlar.
YAPAMADILAR Kİ! Bu gerçekten çok güzel bir fikir olabilirdi. Geçmiş zaman kipinde konuşuyorum çünkü artık herkes programın formatını biliyor. Eğer yapımcılar 13 bölümü kimseye haber vermeden çekebilselerdi o zaman hem Türk magazin dünyası hem de televizyon dünyası kökünden sarsılırdı. Bu şekilde program inandırıcı olmaktan çok ama çok uzak. Yine de programın başında "Programın çekimi biz burada otururken başlıyormuş" diyen Pınar Altuğ'un sözde açık yürekli açıklamaları ve Arzu Yanardağ'ın "Eski eşim uyuşturucu kullanıyor" lafları tuhaftı. Durum böyle olunca programın sunucuları baktılar ki 'Sıkıyorsa bunu yayında söyle' formatından uzaklaşıyorlar, attılar kendilerini ortaya. Önce Hande Ataizi bir röportajında 'tek gecelik aşkından' bahsetti. Bu çok tuhaf bir şey olmamasına karşın hayli iyi ses getirdi.
DAVRAN BİRAZ FARKLI Sonra da Cem Davran programda "Beni aldatan kadını önce döverim sonra kapının önüne koyarım" dedi. Bu lafları planlı etmediklerini düşünüyorum. Hande Ataizi konusunda bir yorum yapmak güç. Çünkü kendisi ve sevgilisi ile ilgili çok ses getireceğini bildiği mahrem bir şeyi açıklamış. Ama Cem Davran konusu biraz farklı... Cem, yapmacık davranmamış, efendi gibi ne hissediyorsa söyleyivermiş. Televizyonda veya yazılı basında rol yapanlardan nefret ediyorum. Bir kadının bir erkeği veya bir erkeğin bir kadını dövmesi hiç onaylanabilecek bir davranış değil. Hele Cem Davran gibi toplumun önem verdiği, ciddiye aldığı bir insanın bunu söylemesi de hoş değil. Ama öte yandan numara yapmayıp, kendini ortaya koyması bence 'delikanlıca' bir davranış. Bırakalım birileri de reklam kaygısı gütmeden kendilerini saklamadan konuşsunlar. Hande'nin hali içinse söylenebilecek tek şey var: "Bunlar reklam kokan hareketler!"
|