Cemaat üyesi olmayan giremez
Yabancıya ev verilmiyor, kotla gezmek zor. Dükkân adları dini isimleri çağrıştırıyor. Küçük çocuklar bile başörtülü.
Öteki Türkiye'nin de ötesi İsmailağa Camii'nde cinayet işlenen Çarşamba semti, 'öteki Türkiye'nin de ötesinde' bir yer. 20 bin kişinin yaşadığı semt sakinlerinin çoğu cemaat üyesi, geri kalanlar ise muhafazakâr. Ev kiralamak, açık kıyafetle gezmek hiç de kolay değil.
Kurtarılmış bölge gibi İkili üçlü gruplar halinde yürüyen çarşaflı kadınlar, tehditkâr bakışlar atıyor. Semtte yaşayanlar Çağrı Eczanesi gibi mekânlardan alışveriş yapıyor. Açıkça söylenmese de burası başka bir ülke gibi.
Türkiye'nin ötesindeki semt: Çarşamba
Fatih Çarşamba, imam cinayeti ile yeniden gündemde. Bizim gibi hayatınızda ilk defa bu semte gidiyorsanız derin bir şok yaşayacağınız muhakkak. Öyle ki 'Çarşamba İslam Cumhuriyeti' benzetmeleri az bile kalıyor. İsmailağa Cemaati'nden değilseniz semtte ev bulmayı bırakın, sokaklarında dolaşmak bile çok zor.
İsmailağa Cami'nde işlenen cinayetle birlikte yeniden gündeme gelen İstanbul Fatih'deki Çarşamba mahallesi, 'öteki Türkiye'nin de ötesinde bir yer'. Cinayetin hemen arkasından gittiğimiz için semt oldukça hareketli. Her taraf polis kaynıyor. Resmi üniformalı polislerin yanı sıra, çevik kuvvet ve ellerinde telsizleri ile sivil polisler de dikkat çekiyor. Bizim gibi hayatınızda ilk kez bu semte uğruyorsanız, gerçekten derin bir şok yaşayacağınız muhakkak. Öyle ki 'Türkiye'nin İran'ı' ya da 'Çarşamba İslam Cumhuriyeti' benzetmelerinin aslında az bile olduğunu düşünüyorsunuz. Cübbeli, şalvarlı, tekkeli erkekleri, kara çarşaflı kadınları ile başka bir dünya olan Çarşamba'da adeta bir 'diken' gibi dolaşıyoruz. Semtte yaklaşık 20-30 bin kişinin yaşadığı ifade ediliyor. Nakşibendi Şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu'na bağlı İsmail Ağa Cemaati'nin yoğun olarak yaşadığı Çarşamba'da oturanların en az yüzde 75-80'inin cemaata üye olduğu konuşuluyor. Kalan yüzde 20'lik kesim de üye olmasa da daha muhafazakar bir yapıya sahip. Böyle olunca Fatih'in Çarşamba'sı ayrı bir 'İslam Cumhuriyeti' gibi karşımıza çıkıyor. Sınırları çizilmese, resmi olarak kaleme alınmasa da 'buranın başka bir eyalet olduğu , kendi yasaları, kendi kuralları olduğu' gün gibi ortada..
'AÇIK OLANANA EV VERMEZLER' Semtte dolaşırken ortamın oldukça gergin olduğunu görüyoruz. Sanki biri çıksa bir slogan atsa bir anda semt alev alacak. Semtte herkesin sohbet konusu cinayet ve peşinden katil zanlısının linç edilmesi. Ancak çok yaklaşamıyorsunuz, sizi görünce susup, sert ifadelerle bakıyorlar. Başka yerlerin aksine burada fotoğraf çekmek de kolay değil. Bakışları bile sizin orada olmanızdan ne kadar rahatsız olduklarını net olarak ortaya koyuyor. Aslında Fatih'deki bazı esnafların dediğine göre son yıllarda bölgede bir iyileşme bile var. Çünkü eskiden Çarşamba'ya girmek ve fotoğraf çekmek o kadar kolay değilmiş. Hatta biri, "Çarşamba'ya artık kotla giren kadınlar olduğunu bile görüyoruz," diyerek aslında bunun 'çok büyük bir gelişme' olduğunun altını çiziyor. Yani jean pantolonla dolaşmanın bile mucize olarak kabul edildiği bir semtten bahsediyoruz. Esnafın dediğine göre jean şimdilik Çarşamba sınırları içine girmeyi başarmış. Ancak mini etek için aynı şeyi söylemek zor. Mini etek giyen müşterisi ile Draman'da ev bakmak için Çarşamba'dan geçmek zorunda kaldıklarını anlatan bir başka emlakçı, "Ancak o denli tehditkar bakışlar oldu ki hemen bir taksiye atlayıp oradan uzaklaştık," diye anlatıyor. "Peki biz buradan ev kiralamak istesek bulabilir miyiz?" sorumuza ise aynı emlakçı şu çarpıcı yanıtı veriyor: "Burada yaşayamazsınız. Ev sahipleri size açık olduğunuz için ev vermezler, cemaat da buna izin vermez. Zaten açık bir kişi burada yaşamayı hiçbir şekilde istemez."
Hacer GEMİCİ
|