Portakal'da parti vakti sen oyna Sibel sen oyna!
Göbek atan Sibel Kekilli, kırmızı koltuktan kalkmayan Birol Ünel, Digiturk partisinde neler oldu neler... Efendim şimdi film galaları, basın toplantıları derken 43. Altın Portakal Film Festivali tam gaz devam ediyor. Peki geceleri ne oluyor? Tabii ki de Portakal ahalisi Hillside Su'daki partilerde buluşuyoooor. İşte size sıcak sıcak fırından çıkmış festival sponsoru Digiturk'un partisi. Yer: Hillside'ın sahilindeki Şamdan. Saatlerimiz: 00:00... Tepemizde yeşil, mavi, kırmızı ışıklar döne döne 'aman da efendim ne iyi ettiniz de geldiniz' ifadeli hostes kızların arasından geçip, içeri giriyoruz. Çok kalabalık; organizatörlerin söylediğine göre bin kişi toplanmışız. Kırk bir kere maşallah, nazar değmez inşallah!
ÜNEL KOLTUĞU KAPTIRMADI Her yer bembeyaz... Bu arada bilmeyenlere not edelim; Hillside Su'da yer gök bembeyaz ve ayna. Ama o kadar ayna, o kadar beyaz ki, misal festival boyunca ünlülerden, ünsüzlerden bol bol 'Aynaya çarpma' hikayeleri dinleyebilirsiniz. Ayna mı? Yoksa yol mu? Burada kilit soru! Neyse, sahnede üç erkek üç kadından oluşan taaa Paris'lerden Antalya'ya gelmiş grup Charlie's Angels var. Yeni ve eski yabancı pop şarkıları söylüyor, milleti zıp zıp zıplatıyorlar. Aaa! Bilin bakalım en çok zıplayan, çakkıdı çakkıdı oynayan kim? Cevap veriyorum; Sibel Kekilli... 29 Eylül'de vizyona girecek '2 Süper Film Birden'in başrol oyuncusu Tim Seyfi'yle öyle bir dans ediyorlar ki, insanlar "Yeni bir aşk mı doğuyor acaba?" diye düşünmeden edemedi, 'Dirty Dancing' filminden beri bu gözler böyle dans eden bir ikili görmedi. Haaa dans etmeyi ayıp sanan geleneksel Türk davetli kitlesinde, bu kadar eğlendikleri için kendilerini canı gönülden alkışlıyoruz tabii. Bakalım başka kimler partiyi şenlendirmiş. Birbirinden ayrılmayan grup; Özgü Namal- Oktay Kaynarca çifti, Elif Dağdeviren, Meral Okay. Sonracığıma Mehmet Aslantuğ, jürilerin en güzeli Demet Akbağ, kırmızı ruju ve kırmızı elbisesiyle Tuba Ünsal. Ve ve ve hani şu reklamlardaki kırmızı, ekranlı Digiturk koltuğuna yatmış, (hadi dürüst olayım; sızmış) Birol Ünel. Adam sabah dokuzda biraya başlıyor, ertesi sabah yedide lobideki koltuklardan toplanıyor. Partide de koltuğu çok sevmiş olacak ki, üç saat boyunca kimseye kaptırmadı valla.
FAYE DUNAWAY'İN KAPRİSLERİ BİTMEDİ Belki bizim de canımız koltuğa yatıp Gülben Ergen misali ruhlarımızı saymak istiyor değil mi? "Gazeteci ruhum vaaaar, ev kadını ruhum var, gecelerin kadını ruhum vaaaaarrr..." Neyse, boynumuzu büküp partiye dönelim. Gecenin dedikodusu Faye Dunaway'in kaprisleri. Röportaja giden televizyon muhabirinin burnundan fitil getirmiş. Geldiler kabahat, oturdular kabahat, dışarıda beklediler kabahatmiş. Işıkçı kameranı bol bol fırçalamış. Çekimi ikiüç kere durdurup, makyajını tazeletmiş. Bu sırada "Çok güzelsiniz, endişelenmeyin" deme gafletinde bulunan muhabire de "Çok konuşma, sen sorularını sor" şeklinde basmış kalayı. Eeee kaprissiz star olmaz. Hele Faye Dunaway olunca... İşte böyle yani, gece ünlü DJ Salih Saka'nın müzikleriyle devam etti. Sabaha karşı 04:00'de dayanamayıp otele doğru aldığımda davetliler hâlâ pistteydi. Portakal'da eğlence gani.
|