| |
|
|
Ani Harabeleri'nde dinamit sesleri
Aras Nehri "Türkiye-Ermenistan sınırıdır." Bu mevsimde bile gürül gürül, şırıl şırıl akıyor. Sınırın "bizim tarafımızda" Ani antik kenti var. "Ermenistan tarafında" ise taş ocakları.
Ani Harabeleri gibi bir "dünya mirasının" yanı başında "taş ocağı" olur mu? Akşama kadar "dinamit" patlatılır mı? Türk Dışişleri buna ne diyor? Ermenistan Dışişleri görmüyor mu? Dünya neden seyirci? Binlerce yıldır ayakta duran bu "eserler" yarın dinamit patlamalarından etkilenip, yerle bir olursa "hesabını" kim verecek? Yoksa Ermenistan bunu "özellikle mi yapıyor?" "Yıkılsın" diye. Taş ocaklarının yanı "ekili alan." Biz Türkiye'de herkesi "aman anız yakmayın" diye uyaraduralım... Ermeni köylüsü de "anız yakmaya meraklı." Bereket "aramızda" Aras Nehri var da alevler "Aras'ı aşamıyor." Sınırın öte yakasındaki yangın, bizim tarafa sıçrayacak olsa ortada ne Ani antik kenti kalacak ne de bitişiğindeki köylerimiz.
Gittik, çevreyi gezdik, üzüldük. "Dünya mirası" Ani'de tek bir kitap, resim, film, hediyelik eşya satan yer yok. Ne tuvalet var, ne de oturup dinlenilecek bir mekan. "Sevinilecek" tek şey gördük. Kars ile Ani arasındaki "daracık yolu" genişletmeye başlamışız. "Daha düne kadar" askeri bölge sayılıp, ancak "izinle" girilebilen Ani Harabeleri'nin kapısını "ardına kadar açmışız." İyi de etmişiz. Ama "eksik, gedik, ihmal" o kadar çok ki.
|