|
|
Festival mi? Türk Oscar'ı mı?
Salı günü yazdığım 'Antalya Altın Portakal Film Festivali neden var?' yazıma bayağı bir ses geldi. Hem de bu ses GÜNAYDIN'dan, benim gazetemden geldi. 'Sinemanın yıldızları Antalya'da buluşacak' başlığını taşıyan haberde bu yıl fuara katılacak sanatçıların birbirinden şahane olduğu anlatılırken; Çağan Irmak'ın da Kasım 2005 tarihli 'Sinema' dergisine verdiği röportajda kısaca "Üçüncülük de olsa beşincilik de olsa aldım o ödülü evime koydum, artık katılmak istemiyorum" dediği yazıyordu.
YAPIMCI KARAR VERİR Saygı duymak gerekir. Ancak, Çağan Irmak'ın bir dergiye yaptığı açıklamanın festival yetkililerini bağlamadığını düşünüyorum. Kaldı ki, bildiğim kadarı ile filmlerin yarışmalara katılıp katılmayacağına yapımcılar karar verir. Bence burada asıl mesele 'Antalya Film Festivali'nin genel kimliği ile ilgili. 'Antalya Film Festivali' yıllardır ülkemizin sinema sektörünü değerlendiren ödülleri dolayısıyla toplumun ilgisini çeken bir etkinlik. 'Altın Portakal' deyince; gözünüzün önünde milyonları ağlatan, güldüren filmler canlanıyor. Kadir İnanır, Fatma Girik, Türkan Şoray gibi sinemayı bize sevdiren dev isimler geliyor. Popüler deyişle; Türk Oscar'ı geliyor aklıma. Son iki yıldır festivalde ilginç çabalar var. Artık gençlere ödül vermeyi, film keşfetmeyi ve bu keşiflerini halka ulaştırmayı hedefliyorlar. İşte hatlar burada karışıyor. Festivalin yetkilileri tabii ki istediklerini yapmakta özgürler. Ancak bir festivalin 43 yılda oluşan geleneklerini iki yılda değiştirmeye karar verdilerse; bunu basında iyice anlatmalılar. Ve hatta belki de festivalin ismini değiştirmeliler. Çağan Irmak gibi genç bir yönetmen, bir Türk filmine 3 milyon izleyiciyi getirmeyi başardıysa başımızda gezdirilmelidir. Gencecik Togan Gökbakar, 1 milyon dolarlık bir bütçeye hükmedip 'Gen' diye bir film çıkarıp ilk filminde ses getirdiyse alkışlanmalıdır. Ezel Akay 'Hacivat ve Karagöz' için kendisine repoda sıkı faiz getirecek bir para ile ticarete atılmaktansa; dev bir film seti kurup, bu tarihimizin en keyifli anısını filme çektiyse yeni hikayeler için de cesaretlendirilmelidir. Mustafa Altıoklar (Ona da genç diyebiliriz sanırım) Demet Evgar gibi gencecik bir oyuncuya şans verdiği için yüreklendirilmelidir. Hatta belki de bu isimler ÖDÜLLENDİRİLMELİDİR!
|