  |
|
Paparazzi kime denir?
atv'nin geçen pazartesi yayınladığı Paparazzi filmini izlediniz mi bilmiyorum. Eğer izlediyseniz içinizden "Allah bu paparazzi tayfasını yerle yeksan eylesin. Cümlesine iyi gün göstermesin inşallah" diye beddua etmişsinizdir belki de... Film, paparazziler tarafından hayatı mahvedilmeye çalışılan bir sinema oyuncusunun, paparazzileri öldürerek intikam alışını anlatıyor. Paparazziler tacizlerinin sonucunda tıpkı Leydi Diana'- nın yaşadığı gibi bizim oyuncuyu ailesiyle birlikte trafik kazası yapmaya zorluyorlar. Ailenin minik bebeği komaya giriyor. Hatta içlerinden biri, oyuncunun evine girip, eşine tecavüze bile yelteniyor. İşte bundan sonra kahramanımız, akla hayale gelmeyecek yöntemlerle paparazzileri ortadan kaldırıyor. Kimini öldürüyor, kiminin öldürülmesini sağlıyor, kimine ise tuzak hazırlayıp, hapse tıktırıyor... Film öyle bir kurgulanmış ki, izleyen herkes katilin yanında," Haydi öldür onları" diye içinden tempo tutuyor. Paparazziler, dünyanın en karaktersiz, en acımasız insanları olarak tanıtılıyor. Belli ki yapımcı, yönetmen ve senarist, zamanında paparazzilerden çok çekmiş. Film, intikam ateşiyle ısıtılıp, servis edilmiş... Evet, her meslekte olduğu gibi o kişiler arasında da kötü niyetliler olabilir. Zaten insanların özel hayatına objektifle dalmak, evlerini, teknelerini gözetlemek pek mubah bir meslek sayılmaz. Ama burada elma ile armut birbirine karıştırılmamalı. Amerika ve Avrupa'daki sistemde paparazzi diye, serbest çalışan ve çektiği görüntüleri gazete, dergi, televizyon ve ajanslara para karşılığında satan kişilere deniliyor. Bizde ise mütevazı maaşlarla medya kuruluşlarında kadrolu olarak çalışan, kışın dondurucu soğuğunda bar kapısında saatlerce bekleyen gariban muhabirlere de paparazzi deniliyor. Bir tarafta safariye çıkmış gibi fotoğraf makinesiyle insan avlayan, tuzak kuran, bir kareyi yüz binlerce dolara satmak için her yolu deneyen, etik nedir bilmeyen profesyonel avcılar, diğer tarafta emirkomuta zincirine tabi emir kulları, askerler... Bir yanda 24 saatini bir ünlünün peşinde geçiren, kendi inisiyatifiyle hareket eden profesyoneller, diğer yanda gerektiğinde röportaja, polis haberine ya da konser takibine de gönderilen muhabirler... Diyeceğim şu ki, eğer hepsine birden 'paparazzi' deyip, külliyen kötülemeye kalkarsak, bizim garibanlara haksızlık etmiş oluruz.
|