Yıktın perdeyi eyledin viran...
Hacivat ile Karagöz var, malum. Irak'ta.
Omurga yoktur bunlarda... Ama özellikle "gölgeli" ortamlarda başları kıçları güzel oynar. Pek şakacıdırlar. Bazen Rusça, bazen Farsça, bazen İngilizce espri yaparlar. O gün ipleri kimin elindeyse... O dilde, dil uzatırlar. Ama anladıkları dil hep aynıdır. Kafalarına tefi vurdun mu, susarlar.
Sabah'ın dünkü manşetinde okumuşsunuzdur... Demiş ki Hacivat: "Biz, Türkiye ile kardeşiz..."
Halbuki aynı Hacivat, neler diyordu son üç yıldır?
"Türkiye işimize karışmasın, sonuçları felâket olur..." Bak sen. "Kürdistan, Kürtlerin hakkıdır." "Kerkük, hiçbir zaman Türk şehri olmadı, her zaman Kürt şehriydi." "Kürdistan'ı birleştireceğiz."
Şimdi ne diyor? "Kardeş..."
İşte, "kodu mu oturtan" bu işe yarar.
Bakın, son bir haftada neler oldu? "Demokrat" gitti. "Kodu mu oturtan" geldi. İlk icraat? Tanklar, şöyle bir yürüyüverdi. Hakkari'ye yeni tümen... "Asabi" arkadaşlardan oluşan Özel Kuvvetler Komutanlığı da, yeniden yapılandırıldı. "Tüm" den "Kor" a yükseltildi.
E gördü ki, adama "kor" bunlar... Hacivat'ın yelkenler suya. Şalvarını tuta tuta koşmuş, bizim gazeteye demeç vermiş: "Kardeşiz..."
Hâlâ merak eden var mı, "kodu mu oturtan" ne işe yarar? Bu işe yarar.
|