İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, yerli sermayenin bankacılığa ilgisinin azaldığına dikkat çekerek, "Türk müteşebbisi olarak desteği hak ediyoruz" dedi.
İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bankacılıkta yabancı sermayeye asla karşı olmadıklarını belirtererek, "Bankacılığımız elden gidiyor diye üzülmek anlamsız, ama hiçbir zaman yabancı sermayeyi reddetmeden hatta yabancı sermayeyle bütün Türkiye'nin bildiği en büyük ortaklıkları yapmış bir dönemin ve kurumun yöneticisi olarak ben milli sermayenin özendirilmesini ve desteklenmesini arzu ediyorum, ayrıcalık kastetmiyorum" dedi. Ersin Özince, SABAH'ın sorularını yanıtladı.
* Devlet Türk sermayedarına nasıl destek olur? Yerli sermayenin bankacılık sektörüne olan ilgisi azaldı. Bu ilginin artırılması gerekir. Türkiye'nin bankasıyız diyoruz, neden diyoruz, devlete ait değiliz ama halka ait bir müesseseyiz, topluma malolmuş bir müesseseyiz, En büyük özel banka istihdamını sağlıyoruz, en büyük sermayeyi tescil etmişiz ve öz varlığı tescil etmişiz Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında ve en büyük vergiyi ödüyoruz, en büyük karı etmesek bile en büyük net karı açıklamasak bile en büyük vergiyi ödüyoruz, en büyük tasarruf mevduatı sigorta primini yatırıyoruz, her şeyimiz kayıt altında ve Türkiye Cumhuriyeti'nde vergileniyor biz de o zaman buna göre ayrıcalık değil ama destek farklı destek istiyoruz, Türk müessesesi olarak destek istiyoruz... Nasıl desteklenir?.. İstihdamla ilgili kolaylıklar sağlanabilir, vergisel belki ayrıcalıkolmayacak avantajlar sağlanabilir ya da en azından bir sırtımız ın sıvazlanmalı buna ihtiyacımız olmasa da...
* Türk müteşebbisinin önündeki en büyük risk nedir? Ben Türkiye açısından birinci riski dünya rekabetine ayak uydurmadaki ağır davranışını ve paylaşılmış bir stratejiyle davranamayışı olarak görüyorum. Grubumuz açısından en önemli risk yine devletin koyduğu kurallardan gelen haksız rekabet. Azaldı ama devam ediyor, haksız rekabet demek mevduat garantisi demek değil, biz eğer Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük müteşebbis grubu olarak ülkemize iş yaparken örneğin Çin'de iş yapan, Kore'de iş yapan, bilmem Rusya'da iş yapan, Meksika'da iş yapan bir emsalimiz şirkete nazaran dezavantajlıysak, herhangi bir konuda dezavantajlıysak, yani istihdam konularında mesela dezavantajlıysak bu bizim için çok büyük bir risktir. Türkiye'deki hangi bankayla yarışta nerede olduğumuzun hiç önemi yok, bizi şu anda Polonya'da veya Çin'deki herhangi bir banka öyle bir geçiyordur ki, işte biz dünyanın 101'inci bankasıysak ilk 100'e imkan yok giremeyiz belki de sırf bu yüzden, biz dünya çapında global rekabeti göz ardı edemeyeceğimiz için dünyadaki iyi kurallara uymayan bütün kurallar bizim için en büyük risktir.