|
Müslüman sakallı olmalı
|
|
Buyrun işte, bir örnek: Ayça Dikmen, geçen hafta Rashid Taha'ya soruyor; "Sizin müziğiniz Boğaz Köprüsü ile karşılaştırılıyor ve onun gibi Doğu ile Batı arasında bir köprü olduğu düşünülüyor. Sizce Türkiye, Doğu ve Batı arasında nasıl bir konumda?" El cevap: "Türkiye Avrupa'nın canını sıkıyor. Batılılar Türkiye'den rahatsız. Çünkü siz modernsiniz ama aynı zamanda Müslümansınız. Onlara göre Müslüman olmak sakallı olmak demektir. Bu da onlara tehlikeli bir görüntü verir ki onlara normal gelen Müslümanlığın tehlikeli olmasıdır." Bunu okuyunca aldı mı beni yine bir düşünce; sakallıysak korku salıyor, değilsek can sıkıyoruz. Ne yaptık da, biz Müslümanlar, sonuncu din olduğuna göre, en modern, en hoşgörülü olması gereken, Mevlanaları, Hacı Bektaş-ı Velileri yetiştirmiş sevgi dininin derin felsefesini göz ardı edip dinimizi saçsakal- giysi üçgeninin dar alanına sıkıştırdık, yetmezmiş gibi, dinimizi başkalarının gözünde 'tehlike ve korku' ile eş anlamlı hale getirdik? Batı'ya da bir sorum olacak: "Sakallı Müslüman'ın 'korku salan kişi'ye dönüşmesinde, siz ey eşitlik ve demokrasi havarileri, kendi payınıza düşen hatayı neden ısrarla görmezliğe geliyorsunuz?"
|