Sokak köpekleri
AB Veteriner Hekim Platformu adresli bir e-posta aldım. İstanbul'un yakın semtlerinde kuduz vakalarından bahsediyordu. Gelişmiş ülkelerin büyük kentlerinde yok olan kuduz bizde hâlâ görülmekte. Ekonomik imkansızlık değil bir kültür ve eğitim sorunu. Son sekiz ayda 22 bölge karantinaya alınmış, 152 bin kişi kuduz aşısı olmuş. Kaybedilen zamanı da dikkate alırsanız, ciddi bir ekonomik maliyeti var. Benim sekiz yaşımdan beri kedilerim de köpeklerim de oldu. Bahçeli bir evde oturabildiğimiz sürece yani kedimi köpeğimi doğanın öngördüğü koşullarda yaşatabildiğim sürece, işim en fazla ihtiyaç duydukları sevgiyi göstermemi engellemediği sürece, onlarla arkadaşlık ettim. Beş yaşımda ilk defa ısırıldım. On beş gün evden Hıfzısıhha Entitüsü'ne anneannem ya da Asiye ablam yürüttü. Karnımdan koca iğneler yedim. Hiç ağlamadım, köpek sevgim de hiç eksilmedi. Bundan üç sene önce Ankara'daki tüm köpek barınaklarını ziyaret etmek zorunda kaldım. Kış kıyamet bir aylık yavru iken kapımızın önüne bırakılan, Ankara'nın en sert kışlarından birinden sağ çıkan Dotti, altı aylıkken kayboldu. Kendisi o çocuklukta küçük kızımızı servise bindirir, eve döner yardımcıyı otobüsüne kadar geçirirdi. Büyük köpeğimiz ise ne öğrendiyse Dotti'yi eğitirken olmuştur. Barınak için adres tarifine gerek yoktur. Hele yaz zamanı ise kaba taslak yerini öğren kokusundan bulursun. Yaklaştığında yüzlerce köpek birden havlar. Eksik gramajlı ya da bayat ekmekleri bir kenara yığmışlardır. Tel kafeslerin arkasında köpekler çamura belenmiş, kendi dışkısına bulanmış, sana bakar. Cins köpekler ayrıcalıklıdır. Onları belki birileri alır diye kendi küçük kafeslerinde bağırtırlar. Ama önce seni ayağı, kolu olmayan sakat köpekler karşılar. Onların ne gidecek yeri vardır, ne yürüyecek mecali. Barınağa giren sağ çıkamaz. Barınak kendi dışkında boğulduğun kuru ekmeğe talim ettiğin cezaevidir. İyisini görmedim mi? Gördüm az da olsa. Temizleneni mama verileni de var. Ya sevgisizliği, ya kendi kulüben olsa bile 1.5 metrekarede yaşamanın stresini, ya azgın köpeklerden her an dayak yeme korkusunu, ölene kadar kapalı kalmayı en lezzetli mama giderir mi? Anlaşılıyor ki barınak çözüm değil eziyet. Aynı postada, Doğa ve Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği Başkanı'ndan yapılan bir alıntıyada yer vermişler. Susan Erkuş, AB ülkelerinde sokak hayvanı olmadığından söz edip suçu belediyelere yüklüyor. Senin insanın petshop'lardan dünya para ödeyip, satın aldığı köpeğini iki havlayıp eve çiş, kaka yapınca sokağa atıyorsa buna belediye ne yapsın? Dahada vahimi tatil yöreleri yazlıkçıların terk ettiği köpeklerle dolu. İstanbulda Belgrad Ormanları'nın işletme sorumlusu piknik alanlarına terkedilen köpeklerin doğaya zarar verdiğini söylüyor. Sorun her para sahibi olanın maddi gücünün karşılığı kültürle uyuşamayışında. Eğitimsizlikte. Gazetelerin küçük ilanlarında evcil hayvanlar bölümüne sık sık göz atarım. Bakamayacağı köpeği için ilan verenlerin oranı yavrularına ev arayanların sayısı, biri ikiyi geçmez. Aynısı veterinerlerin ilan tahtaları için de geçerli. Hep yarısı boş kalır. Hayvansever dernekler neden bir araya gelip köpeğine ev arayanlarla kalıcı bir dost isteyenleri buluşturan bir internet sitesi kurmaz? Masraflarınız için hiç endişeniz olmasın. Sektör tahminlerin ötesinde büyük ve canlı. Ama asıl sorun köylerde. Hiç başıboş köy hayvanı diye bir kavram duydunuz mu? Hatırladığım bir tek yılkı atı vardı. Artık yılkıya bırakılıcak mera da kalmadı. Bir de Ankaralıların kullandığı 'harbala köpeği' deyimi var ki, başı boş anlamına gelmez. Davara gidenler, düşmanı olup da evi beklesin diye zincire vurulanlar, dövüştürmek için beslenenler, av köpekleri dışında tümü başıboş dolaşır. Son yıllarda köyden şehire göçün boyutunu, yeni göçenin kırla kent arası bir alanda yaşamak zorunda kaldığını düşünürsek yeni yerleşim yerlerinin sorunun kaynağı olduğunu görürüz. Bir soru ile bitireyim. Hep AB'yi örnek alıyoruz ya, AB'de kaç tane köpek barınağı var? Toplam kapasite nedir? AB'de terk edilmiş sahipsiz bir hayvan barınakta kaç gün kalabilir? Yazmaya başladığımdan bu yana onlarca soru sordum yanıt yok. E-posta adresim yukarıda . Belki AB Temsilciliği bile ilgilenir.
|