| |
|
|
Tecelli'den Abuzittin'e Mektuplar
Abuzittinciğim, Bazı çok önemli olayların üzerinde hiç durmuyoruz kardeşim. Oysa, burnumuzun dibinde ülkemizin geleceğiyle ilgili son derece ciddi gelişmeler olmakta. Bizse, "Fındık alımında Fiskobirlik aradan çıkmalı mı çıkmamalı mı?" tartışması içindeyiz. Asıl tehlikeyse sessiz fakat dev adımlarla üzerimize doğru geliyor. "Nedir bu tehlike yaklaşan İstanbul depremi mi?" dersen değil.. Ona da değinecem ama esas tehlike Yunan tehlikesidir Abuzittinciğim. Biliyorsun Yunanlılar son zamanlarda bizden çok arazi ve ev satın aldılar. 14 bin Yunanlı 4 milyon metrekarelik taşınmaz almış.. Şimdi bu yetmiyormuş gibi bi de okullarında Türkçe öğretmeye başlamışlar. Bunların, dış şekillerinin bize olan benzerliği de düşünülecek olursa, hepsini birleştirdiğinde, Yunanlıların Türkiye'ye gizli gizli sızma planının kokusunu almıyor musun kardeşim? Hadi senin burnun koku almıyor diyelim, Dışişlerinin de mi burnu koku almıyor Abuzittinciğim? Ev var, ev olunca otomatikman araba da olacak, dil de var, yakında hepsi bülbül gibi Türkçe konuşur. Demek ki n'apacaklar, çaktırmadan sızacaklar. Zaten şiş kebabıydı, Türk kahvesiydi, yoğurt, imambayıldı bunlara da sahip çıktılar. Bi de Ankara zeybeğini oynamayı öğrendiler mi, gizli gizli Türkiye'yi işgal planlarının son halkası da tamamlanmış olmaz mı Abuzittinciğim? Gerçi Almanlar, İngilizler, Suriyeliler Lübnanlılar da çok arazi almışlar (33 tane Büyükada ediyormuş) ama onların, okullarında Türkçe öğretip, gizli emeller peşinde olduklarını gösteren deliller yok. Bu Yunan meselesi üzerinde ciddiyetle durmalıyız kardeşim. Şimdiye kadar pek ciddiye almadığımız bi başka mesele de muhtemel İstanbul depremiydi. Fakat, memnuniyetle görüyoruz ki halkımız artık işin önemini iyice kavramış bulunuyor. Netekim, Marmara depreminin 7'inci anma törenlerinde bu net biçimde ortaya çıktı. Resmi rakamlara göre 17 bin kişinin öldüğü depremin anma toplantılarına Sakarya'da 20 kişi katılmış Abuzittinciğim. Bu 20 kişi yaptıkları konuşmalarda deprem konusunda ilgililerin yeterince çalışmadığını söylemişler ki işte ona şiddetle katılmıyorum. İstanbul'da yapılan Lojistik Destek Merkezi'ni TV'de görmüşsündür. Mükemmel bina, mükemmel salonlar ve hatta mükemmel ütü yerleri. Fakat beni en çok mutfaklar ve mutfak ocaklarının üzerindeki çelik tencereler etkiledi Abuzittincim. Bilirsin, tencerelerin çelik olması lazım, alüminyumların kanser yaptığı kanıtlandı. Ne mutlu İstanbullulara ki, artık, olası bi deprem sonrası, kent yerle birken, güvenceyle yemek pişirecekleri tencereleri var. Münasip yerlerinden öperim kardeşim. Güneş.
|