Karadenizli'nin borsası fındık
Fındığın sorunlarını irdelediğimiz gezide Ordu ve Giresun'dan sonra Trabzon'dayız. Trabzon fındık üretiminde altıncı büyük il ama fındık ticaretinin kalbi durumunda. İhracatın yaklaşık yarısı gerek limanının bulunmasından gerekse de geçmişten gelen bir meslek kolu olmasından dolayı bu kentten yapılıyor. Kente girerken en yüksek noktada görülen Atatürk Köşkü eski bir Rum fındık tüccarına aitmiş. Eski Vilayet Binası da bütün görkemiyle hala ayakta. O da müflis bir Rum fındık tüccarının yaptırdığı konak. Trabzon'da böyle çok iflas etmiş fındık tüccarı ve ihracatçısı var. İflasların temel kaynağı fındık fiyatı üzerine girilen bahis veya iddia. Ya da bugünkü adıyla alivre satış . Yani fiyatın önceden bağlandığı, belirlendiği ama malın teslimatının gelecek bir tarihte yapılacağı bir satış sistemi.
Kavga paylaşım üzerine Fındık geniş bir coğrafyaya yayılmış, dünya üretiminin yüzde 75'inin karşılandığı en büyük tarımsal ihraç ürünü. İç piyasaya yüzde 6'sı verilirken yüzde 94'ü ihraç ediliyor. Bu ihraç sezonundaki ihracat gelirimiz ise 2 milyar dolar. Fındık fiyatının düşük kaldığı geçmiş 24 yılın ortalama ihraç tutarı 526 milyon dolar. Fiyatın yükseldiği son üç yılın ortama yıllık tutarı ise 1 milyar 458 milyon dolar. Yani geçmiş uzun yılların ortalamasının yaklaşık üç katı. Demek ki becerilebilirse fındık üç katına da satılabilir. İşte Karadeniz'de hemen bütün fındık ticaretiyle uğraşan perakendeci, toptancı, ihracatçı ile milyonlarca çiftçinin ve de alıcıların yani yabancıların üzerinde iddiaya girdikleri, pazarlık yaptıkları, paylaşmaya çalıştıkları, birinin vermeye diğer tarafın almaya çabaladığı böyle bir fiyat farkı. Yani kavga, tartışma 526 milyon dolarla 2 milyar doların arasındaki 1.5 milyar doların paylaşımı, ona sahip olunması meselesi.
Arz talep kanunu Ürün dayanıklı. Yaklaşık 4 yıl saklanabiliyor. Yarım kilo hatta 100 gram, 200 gramdan başlayarak tonlarla ifade edilen binlerce yüzbinlerce satış noktası veya alım noktası var. Kırsal kesimdeki bütün bakkal ve dükkanlar fındık satın alır. İddia, fındık dallarında tomurcukların belirdiği mart ayından başlayarak bütün yıla yayılır. Yani iddianın en temel dayanaklarından biri rekolte tahminidir. Dünyanın tüketimi ortalama 700 bin tondur. Bu yıl Türkiye'nin rekolte tahmini 657 bin ton. Üstelik depolarda 280 bin ton daha fındık var. Yani dünyaya yetecek hatta artacak kadar fındık var. Ancak Türkiye dışındaki ülkelerin üretimi de yaklaşık 250 bin ton bekleniyor. Dolayısıyla nereden bakılsa 1.2 milyon ton fındık çıkıyor ortaya. İhtiyaç 700 bin ton. Elde 500 bin ton fazlalık oluşuyor. İşte arz talep kanunu burada devreye giriyor. Arz fazla ise fiyat düşüyor. Arzın mevsim koşullarından dolayı kısıtlı olduğu yıllarda ise fiyat yükseliyor.
Her yer borsa Fiyatlardaki aşırı oynaklık bu işin ticaretini yapanları çekiyor. İşin içine bir de üreticiler yani milyonlarca kişi girince Karadeniz'de fındık borsası kurulmuş oluyor.Her yer borsa ve hemen herkes bu borsanın katılımcısı. Fındık böyle bir ürün. Onun için de derler ki, "Fındık yuvarlıktır ve nereye yuvarlanacağı da belli değildir" Bu nedenledir ki fındıktan çok zengin olmuş, kar etmiş kişiler bile zor duruma düşebilmekte, batabilmektedir. Örneğin 10 yıl öncesinin fındık kralı şimdilerde ortalıkta yoktur.
Emanete fındık kapanı Üretici ise malını bekletebiliyor. Fiyat üzerinde onun da beklentisi oluyor. Bunun en güzel örneği ise bu yıl emanete bırakılan fındıklar . Üretimin yaklaşık dörtte biri emanete bırakılmış. Yani fındık teslim edilmiş ama üretici fiyatı beğendiği zaman parasını talep edecek. Tabii çiftçinin kazanabilmesi için aracının zarar etmesi şart. Çünkü aradaki farkı o ödeyecek. Fındığı teslim alan aracı da, bu durumda fiyat düşüşlerine oynuyor tabii. Zaten üretici bunu tüccara teslim ettiği zaman arzı artırmış, fiyat beklentisini kendisi baltalamış oluyor. Son üç yıllık fiyat tırmanışı bir yerde üreticinin dengesini bozdu, daha yüksek bir fiyat beklentisiyle emanete fındık tuzağına düşmesine yol açtı. Daha çok kazanayım derken kapana kısıldı.
Fındık borsa Borsayı izlerken merak ederdim. Doğu Karadeniz'den göç edenlerin borsada varlığı baskındı ama burada yaşayanlar hemen hemen hiç yoktu. Halbuki borsada spekülasyon yapmaya yapıları çok uygundu. Şimdi gelip fındık borsasını yakından tanıyınca gerçeği anladım. Doğu Karadenizli fındıktaki bu borsayla kendini tatmin etmiş zaten. İMKB'ye gelmesine gerek kalmamış. Fındık Karadenizli'nin borsası olmuş. Bütün oynaklığı ve istikrarsızlığıyla tabii.
Sonuç "Elden öz, kızılağaçtan köz, fındıktan saz olmaz" Türk Atasözü
|